Son Güncelleme: 17 Aralık 2015 14:08
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi Düşünce Seminerlerinde Osmancık Anadolu İmam Hatip Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hasan Kula George Orwell’in 1984 adlı romanını inceledi…
George Orwell’in hayatını anlatarak konuşmasına başlayan Hasan Kula, “George Orwell, çoğu kişinin 1984 adlı romanıyla tanıdığı yazar. 1984; kitabının önsözünde dediği gibi ‘Orwell’ın sanatının tacıdır ve kuşku götürmez biçimde,dikenlerden oluşmuş taçtır bu.”Kitabın önsözünün dikkatli okunması gerektiği kanaatindeyim. Bu önsözde yer alan diğer önemli sözlerden biri kitapta şöyle yerini alıyor. “Orwell’a göre özgürlük, yazıyla ilintilidir ve özgürlüğü yok etmek isteyen bürokratlar kötü konuşur, kötü yazarlar; anlamın, bütün anlamın kaybolduğu cümlelere sığınırlar. Her yurttaşın, özellikle de gazetecilerin görevi, bu tür cümle ve sözcükleri yakalayıp bunlara karşı savaşmaktır” diye konuşmasını sürdürdü. George Orwell “1984” kitabında bizi umut ile korku arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Kendi dünyasını kuruyor, bu dünyanın içinde kaybolmamızı istiyor. Kitaba dönecek olursak; kitapta konu 3 süper devlet üzerinde geçiyor. Okuyucuya kitap 3 bölüm şeklinde aktarılıyor. Özgür düşünceyi kaldırmak için her şeyi yapan anlayış her tarafa yerleştirilmiş durumda, tele ekranlar ve mikrofonlar tarafından insanlar sürekli izleniyor. Bu düzen içinde yaşamaya çalışan Kahramanımız Winston Smith. Kitap bize Winston Smith’i partinin çıkarları doğrultusunda çalışan biri olarak tanıtıyor. Kitabın ilk bölümünde Winston Smith’in neler yaptıkları anlatılıyor okuyucuya. Winston en büyük suçu işleyerek partideki kuralların dışına çıkarak devleti yönetenlerin tarihle oynadıklarını, insanları kandırdığını düşünüyor. Büyük Birader “(Big Brother) ismi çeşitli ülkelerde kavramsal olarak kullanılır, burada anlatılması istenen Büyük Biraderin bir korku imparatorluğu yaratması, ve diktatörlüğüyle bütün insanları susturma isteği. Romanın bu bölümünde Winston’un karıştığı mevzuların nasıl olduğunu anlamak için şu alıntıyı paylaşmak uygun olur. Sadece Winston ile ilgili değil, Büyük Birader’in tek söz sahibi olduğu bir yeri çok iyi anlatan sözler desek de kabul görür. Orwell kitap boyunca sorgulama içindedir. Kahramanımız Winston Smith, Devrim öncesi hayatı merak etmekte, bu hayatı sorgulamaktadır. Kendisi gibi sorgulayan insanları bulmak istemekte, ama kendisi gibi sorgulayan insanlar bu düşünceden mahrum bırakılmıştır. Winston’un bu yaptıkları parti yasalarına göre yasaktır. Çünkü içinde bulunduğu parti sorgulamaya, düşünmeye izin vermez. Toplumun özgürlüklerinin sınırlandırılmasını, baskıcı rejimlerin birey üzerinde etkisini, Gelişen teknoloji ve iktidarların insanları kontrol altına almasını, özgürlüklerin kısıtlanmasını, sorgulamanın yasak olduğu bir toplumu, her yerde izlendiğimizi karamsar bir şekilde gözümüze sokarak anlatıyor Orwell. Kuşkusuz en iyi distopya örneklerinden birini sunuyor okura. Tele Ekranlar, mikrofonlar, kameralar, uydular… Ütopik dünyayı içinde barındırsa da günümüze ışık tutuyor.” dedi.





Kavgada bir kişi silahla yaralandı!
Eşek arıları yüzünden ölümden döndü
Taş fırınlarda pişirme geleneği sürüyor
Nefes borusuna yapıştı hayatını kaybetti
Emekli oldu köyüne pizzacı açtı




