Son Güncelleme: 9 Mart 2015 14:02 
Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Aday Adayı Sami Çam, aday adaylığını açıkladı.
Saat Kulesi meydanında adeta mitingi andıran aday adaylığı açıklamasına Merkez İlçe Başkanı Sinan Özcan, İl Başkan Yardımcısı İhsan Çıplak, parti yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
Saat Kulesi PTT binası önünde toplanan binlerce vatandaşa hitap eden Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Aday Adayı Sami Çam, daha sonra kalabalık bir toplulukla MHP İl binasına geçerek aday adaylığı müracaatını yaptı.
7 haziran seçimlerini hem ülke ve Çorum için tarihi sorumluluk ve vebal doğuracak bir seçim olarak gördüğünü ifade eden Çam, “Bu vesileyle ülkücü milliyetçi hareket anlayışını iliklerine kadar solumuş, yaşamış bir kardeşiniz olarak Milliyetçi Hareket Partisinden Çorum milletvekilliği için aday adaylık başvurumuzun hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan dilerim.”dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hayati önem arz eden seçimlerden bir tanesinin 7 Haziran 2015 25. dönem milletvekilliği seçimleri olduğunu ve Türk Milletinin bu seçimlerde bir nevi kaderini oylayacağını vurgulayan Çam, Türk Milletinin varlık ve yokluk mücadelesini bölünme ve bütünleşmeyi, Bayrağını, dilini, Anayasasını gözden geçirecek ve ona göre ülkesinin geleceğine yön vermek için 7 Haziranda sandığa gideceğini, bu bakımdan da 7 Haziran seçimlerinin ülkemiz için, milletimiz için büyük önem arz ettiğine dikkat çekti.
Ülkenin ciddi derece ekonomik sıkıntı yaşadığını belirten, “Ülkemizde tüm bu ekonomik sıkıntıların olmasına rağmen yeteri kadar para bulunmakta fakat biz kapitalist sistemden kaynaklanan ve yanlış ekonomi politikaları yüzünden insanların ve zenginlerin nefsini doyuramadığımızdan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Bu sebepten bizim kavgamız vurguncu düzene karşıdır. Bizim emperyal düşünceyle kökü dışarıda olan ideolojilerle bu milletin milli ve manevi değerleriyle kavgalı olan her kesimle, bu milleti bölmeye çalışan herkesle kavgamız dün vardı bugün olacak ve yarında olacaktır.”ifadelerini kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili Aday Adayı Sami Çam, yapmış olduğu aday adaylığı konuşmasında şunları dile getirdi:
“Ailenin ve ülkenin yaşamsal temel özellikleri birbiriyle örtüşmektedir. Bireyin yaşamasını sağlayan temel ihtiyaçları ekonomisi ve güvenliğidir. Aynı şekilde Devlette ekonomik ve güvenlik alanında hayatını idame ettirir.
Bu noktadan bakıldığında bizim birey olarak ekonomik koşullarımızın iyi olmadığının bilincindeyiz. Çünkü ilimizde Mimar Sinan mahallesinde oturan emekli amcam ortalama 700-800 TL maaş almaktadır. Bu maaşıyla hem ailesini hem de asgari ücretle çalışan çocuğunun geçimine katkı sağlamak zorundadır.
İlimizde 87 bin emekli yaşamaktadır. Emeklilerimiz ikinci baharını geçim derdinden yaşayamamaktadır ve bundan sonrası daha da felaket olacaktır. Çünkü hükümet Sosyal Güvenlik Kurumu da %75 olan emekli maaş bağlama oranını %35’e düşürmüştür. Bu da demektir ki bugünün parasıyla emekli olacak insan 450,00 TL emekli maaşı alacaktır.
Emeklimiz böyle iken; Gülabibey Mahallesinde oturan 61.000 SSK çalışanı, asgari ücretle emeğinin ve alın terinin karşılığını alamayan organize sanayi bölgesinde tekstil fabrikalarında emeği sömürülen kızlarımız, resmiyette asgari ücret üzerinden maaşı gösterilip de bir kısmını yine patronuna veren gençlerimiz. Meslek hastalığına yakalanan kardeşlerim. İnşaat işlerinde çalışan kendi çalıştığı halde başkasının SSK’sı ödenen bir yapı da bizler sizlerin dertleriyle dertlenemeyeceksek, sizlerin yaşadığı sıkıntıyı yaşayamayacaksak Cenabı Allah bize bu makamları nasip etmesin.
İşsizlerimiz, Ulukavak’ta ki işsizlerimiz bugün geriye dönüp baktığınızda Demirel hükümetleri Çoruma çimento fabrikasını yapmış, istihdam sağlamıştır. Özal hükümetleri Çoruma şeker fabrikasını yapmış Çorumluya ekmek vermiştir. Ey siz 13 yıldır iktidarda olanlar ve Çorumdan 3 milletvekili, 4 milletvekili çıkartanlar devlet eliyle hangi fabrikayı Çoruma kurdunuz? Savunma sanayini Çoruma getirip 5000 işsizimize iş mi sağladınız? Eski siyasetçiler torpille işçi, devlet memuru alırlardı sizlerde taşeron şirkete eleman aldınız. İşkur’un kısa vadeli toplum yararına programlarıyla işsizliği düşüreceğinizi mi zannediyorsunuz?
Buharaevler Mahallesinde oturan memur kardeşim, ülkemde yoksulluk sınırı 3.300,00 TL iken sizler yoksulluk sınırı altında maaş alıyorken ev kiralarınızı, gıda harcamalarınızı ve çocuklarınızın eğitim giderlerini rahat bir şekilde karşılayabiliyor musunuz? Banka kredilerinizi ve borçlarınızı düzenli ödeyebiliyor musunuz?
Bahçelievler Mahallesinde oturan esnaf kardeşim, ticarethaneni işletme noktasında Halk Bankasına, Esnaf Kefalet Kooperatifine, Bağkur’a, SSK’ya ve Devlete olan vergi borçlarınızı ödeyebiliyor musunuz? Geleceğini ipotek altına veren, gece gündüz çalışan kardeşim siz halinizden memnun musunuz?
Ülkemizde tüm bu ekonomik sıkıntıların olmasına rağmen yeteri kadar para bulunmakta fakat biz kapitalist sistemden kaynaklanan ve yanlış ekonomi politikaları yüzünden insanların ve zenginlerin nefsini doyuramadığımızdan dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Bu sebepten bizim kavgamız vurguncu düzene karşıdır. Bizim emperyal düşünceyle kökü dışarıda olan ideolojilerle bu milletin milli ve manevi değerleriyle kavgalı olan her kesimle, bu milleti bölmeye çalışan herkesle kavgamız dün vardı bugün olacak ve yarında olacaktır.
Ülkemizde açlık sınırı 1.300,00 TL, yoksulluk sınırı 3.300,00 TL olduğu bir dönemde emeklimiz ve asgari ücretlimizin açlık sınırının altında maaş aldığı, esnafımızın siftah yapmadığı, çalışanlarımızın yoksulluk sınırının altında maaş aldığı bir dönemde ülkemizde GSMH’nın %52’sini 5001 kişi yiyor, %90’nını da 66 bin kişi yiyor. Ülkemizde finans sektöründe yatan paranın 1 trilyonun üzerinde parası olan 62 bin kişiden bir kuruş vergi alınmazken ekmekten motorine, temel ihtiyaçlarımızın her kaleminden vergi alınmaktadır. İşte bu Türkiye’nin kaynaklarının kimlere peşkeş çekildiğinin kanıtıdır. Değerli Çorumlular muhafazakarlık milli ve manevi değerleri muhafaza edenlere muhafazakar denilirdi dün. Ancak bugün kasasını ve masasını muhafaza eden ve makamını koruyan kişilere muhafazakar denilmektedir bugün. Muhafazakarlık kavramı bunlarla beraber anlam değiştirmiştir. Velhasıl sizin derdimizi sizin gibi yaşayan sizin gibi düşünen biz ülkücüler çözeriz.
İlimizde en büyük sorunlarımızdan bir tanesi de bireyin güvenlik sorunudur. Bugün Çorumlu kardeşlerimiz sokakta giderken veya trafikte seyrederken kendi can güvenliğinden okuldaki çocuğunun güvenliğinden endişe etmektedir. Gün geçmiyor ki güzel İlimizde bir cinayet, bir uyuşturucu, bir yaralama, kadına şiddet olmasın. Aileler okula giden çocuklarının güvenliği için okul önlerinde çocuklar kadar velilerin sayısının fazlalığı da gözlerden kaçmamaktadır. Bunlar hep bir endişenin hep bir güvenlik sorununun getirmiş olduğu rahatsızlıklardır. Ülkücü Milliyetçi Hareketin iktidarında esas alacağı ve üzerine eğileceği iki temel esas konudan bir tanesi de bireyin güvenliğidir. Bireyin iş yerine huzurlu, okuluna huzurlu, caddeleri huzurlu, kendini güvende hisseden bir yapının sağlanması olacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hayati önem arz eden seçimlerden bir tanesi 7 Haziran 2015 25. dönem milletvekilliği seçimleridir. Biz inanıyoruz ki Türk Milleti burada bir nevi kaderini oylayacaktır. Türk Milleti varlık ve yokluk mücadelesini bölünme ve bütünleşmeyi, Bayrağını, dilini, Anayasasını gözden geçirecek ve ona göre ülkesinin geleceğine yön vermek için 7 Haziranda sandığa gidecektir. Bu bakımdan 7 Haziran seçimleri ülkemiz için, milletimiz için büyük önem arz etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti geldiği bu noktada ülkesinde ihanet odaklarının kol gezdiği, kışlasında bayrağının indirildiği, toprağının işgal edildiği ve vatan evlatlarının yurdun dört bir yanında bir bir şehit düştüğü bir noktaya gelmiştir. Dün sıfır sorunla yola çıkanlar bugün kavga etmedikleri komşularımız kalmamıştır. Türk Devleti çetelerle ve terör örgütleriyle masalara oturup anlaşma, görüşme yapıp kaderini bir nevi örgüt liderlerinin eline bırakmıştır. Bu bizim kabul edilemez bir durumdur. Bizim anlayışımızda bunun karşılığı vatana ihanettir ve bedeli ağırdır. Bugün vatan toprakları içerisinde devlet otoritesinin sağlanamadığı yerler mevcuttur. ÖSYM 2015 sınavlarını Cizre’de yapamamaktadır. Devlet oraya girememektedir. Bugün toplumun gündeminde yer alan iç güvenlik paketi. Ben buradan soruyorum iç güvenlik paketi kaç madde? Bu maddelerin karşılığı nedir? Evet iç güvenlik paketi 132 madde. Neden sadece 2 maddesi toplumun önüne getirilmektedir? Bu iki maddede Yargıtay kararlarında dahi molotof kokteyli silah statüsüne sokulmuş ve silah sayılmışken sadece iç güvenlik paketini Molotof ve yüz kapatmaya indirgenmesini yanlış buluyoruz. İç güvenlik paketinde biz inanıyoruz ki bu paket Yozgat’a, Çorum’a, Amasya ya bu paket çıkmaktadır. İnsanlar kaleşnikof silahlarla Şırnak sokaklarında Diyarbakır sokaklarında gezerken hiç kimse ses çıkarmamaktadır. Mevcut kanunlar uygulanmamaktadır.
Üniversitelerimizde yaşanan gerginlikler ve yaşanacak gerginlikler ben buradan da uyarıyorum Hitit Üniversitesinde de yaşanabilecek muhtemel gerginliklerde sayın rektörün ve il yetkililerinin de dikkatini Hitit Üniversitesine çekmek isterim. Ege Üniversitesinde yaşanan süreç ilimiz dede yaşanmaması için yetkililer gerekli önlemleri almalıdır. Fırat Çakıroğlu kardeşimizin şahadet şerbetini içmesi, bu harekete gönül veren inanmış kardeşlerimizin mücadele şevklerini kırmamış bilakis artırmıştır.
Türk İslam tarihinin en uzun ömürlü Devleti hangisidir diye sorsak insanlarımızın aklına ilk önce Osmanlı Devleti gelebilir ancak İspanya da kurulan Endülüs Emevi Devletidir. Tam 751 yıl İspanyada hüküm sürmüştür.
Müslüman’ca yaşamıştır ama maalesef bugün bir tane dahi Müslüman kalmamıştır. Buradan hareketle bizim İstanbul’u fethimizin bu yıl 562. yılını kutlayacağız. 7,5 asır sonra Müslümanları İspanyadan atan zihniyet inanın Türk Devleti üzerindeki düşmanca duyguları, tavırları geçmiş değildir. Bizlerinde Anadolu dan atılması için dünde bugünde ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır, yapacaklardır. Bu sebepten Türk Milleti uyanık olmak zorundadır. Kendi değer yargılarını, kendi özünü ve düşmanlarını unutmamalıdır. Unutturmamalıdır.
Bizim aramıza bugün çeşitli yollardan fitne, ayrışmaya yol açacak fikirler, ırkçılık, mezhepçilik gibi düşüncelerle bizleri bölmeye, bizleri parçalamaya içimizdeki yerli iş birlikçilerle bu hedefe ulaşmaya çalışmak istemektedirler. Bunlardan bir tanesi Yeni Türkiye dedikleri Yeni Anayasa dedikleri ve yeni sistem dedikleri ve içerisinde bölünmeye, parçalanmaya çanak tutan bir yapıyla mücadele etmekteyiz. Yeni anayasa denilen sürecin mevcut anayasamız 177 madde ve bu 177 maddenin 117 maddesi değiştirilmiş, değiştirilmeyen 60 maddesi devletin üniter yapısıyla, diliyle ve Türklüğün tanımıyla alakalı maddelerdir. İşte yeni anayasadan kasıt devletin üniter yapısının bozulmak istenmesinden kaynaklanmaktadır. Eğer 7 haziran seçimlerinde bizler yeni anayasa diye oy vereceksek Çorumlu kardeşlerim bundan sonra Ankara’ya milletvekili değil Samsun’a ancak bölge temsilcisi göndeririz. Emeklimize zam yaptıkta anayasamı engel oldu Çorum a fabrikalar kurduk ta anayasamı engel oldu.
Başkanlık sistemi ülkede federal yapının, kısa vadede federalizmin, orta vadede bölünmenin, uzun vadede de büyük kürdistanın hayalini gerçekleştirmekten başka bir şey değildir.
Büyük Orta Doğu projesinin son ayağı ülkemizdir.Güzel ülkemiz çatışmanın, gözyaşın merkezi yapılmak isteniyor.Medeniyetler arası çatışmadan medeniyet içi çatışmaya geçilmiş durum da Türk İslam medeniyeti içerisinde farklı kimlik ve mezhepleri ayrıştırmak için kullanarak Müslümanlar bir birlerini öldürmekte hiçbir sakınca görmemektedir.
Bizler kutlu bir yola çıktık bu yola dava dedik bu dava nizamı alem ilahi kelimetullah davası hak davası, vatan davası ,kardeşlik davası eğer bu dava uğurunda noktalanacaksa ömrüm isterse kalemini kırmasın hakim ey gök ne durursun çök gayri hasretini çektiğim çorum biz böyleyiz işte biz böyleyiz işte. Rabbim hakkımızda hayırlısını versin, bizleri utandırmasın.”








Köydeki müstakil ev alev alev yandı
Çorum’da 5 araçlı zincirleme kaza
Elektrik akımına kapılan genç kurtarılamadı
Bakan’dan şehit ailesine taziye ziyareti
İki otomobil çarpıştı:1 ölü 4 yaralı




