Son Güncelleme: 13 Şubat 2017 08:33 Türkiye’nin çok çetin, çok çetrefilli, çok çekişmeli günlerden geçtiğinin altını çizen Aras, iç ve dış sorun alanlarının gittikçe karmaşıklaştığını, gün be gün genişlediğini vurguladı. “Birleşik Krallık ve Almanya Başbakanı’nın ziyaretlerinin hemen akabinde CIA Başkanı da Türkiye’ye gelmiştir. ABD yönetiminin istihbarat başkanını muhatap olarak göndermesi tartışılması gerekli bir tasarruf olsa da, Türkiye ve Ortadoğu’nun ilerleyen günlerde kritik gelişmelere gebe olduğunu bilmek lazımdır” diyen Aras, açıklamasında şunları ifade etti: “Yapılan temaslardan çıkardığımız kadarıyla Ortadoğu’daki son olaylar masadadır. Küresel siyasetin nabzı Türkiye’de atmaktadır. Bölgesel denge arayışlarının ağırlık merkezi yine Türkiye’dir. Ülkemizin içinde olmadığı, onay vermediği, desteklemediği küresel ve bölgesel siyaset planlamalarının yaşama şansı yok denecek kadar zayıftır. Küresel güçlerin bölgemizdeki kanlı tezgahlarını milletle dayanışma halinde, devletimizle birlikte dağıtmamız zorunluluk halini almıştır.
ABD’NİN YENİ BAŞKANI TERÖR ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLERDEN VAZGEÇMELİ
ABD’nin yeni başkanı Trump tarafından PKK-PYD-YPG’ye zırhlı araç, silah, mühimmat dağıtımının hızlandırılması ve hatta tank verilmesini ibretle izliyoruz. Trump’un 7 Müslüman ülkeyi hedef alan ve sonrasında yargı kararıyla durdurulan sorunlu kararnamesi önem arz etmektedir. Rusya ve ABD arasındaki dar alandaki paslaşmalar soğukkanlılıkla izlenmeli ve milli duyarlılıkla yorumlanmalıdır. Diğer yandan, Trump’ın seçilmesiyle sokaklara dökülenler, okyanus ötesinin kriz eşiğinde olduğunu göstermektedir. Ülkemiz ABD’den FETÖ ile mücadelede Türkiye’ye destek vermesini ve Pensilvanya’daki haini iade etmesini beklemektedir. Trump, Ortadoğu’da terör örgütleriyle kurulan sakat ilişkilerden vazgeçmediği sürece coğrafyamız yangın yeri olmaya devam edecektir.
ALMAN BAŞBAKANI BARIŞ VE HUZURU BALTALIYOR
Almanya Başbakanı’nın İslam ile terörizmi yan yana getiren bozuk ve gaflet dolu yaklaşımı sadece bölgemizi değil, tüm dünyayı etkileyecek açıklamalardır. Dünyanın gözünün içine bakarak bütün Müslümanları terörist ilan edip, dünyaya mesaj verme girişiminde bulunmuştur. Alman Başbakan, Batının iflah olmaz hasmane tavrını ortaya koymuş, asırların kinini kusmuştur. Kışkırtıcı kavram ve kelimelerle, suçlayıcı ifadelerle yangına körükle gitmiştir.
İnsanlığın artık savaştan yorulduğu, karmaşadan yıldığı, barış, insanlık ve huzur beklentisinin arttığı süreçte sergilenen bu tavır İslam’ı tanımamaktan ya da düşmanlıktan kaynaklanmaktadır.
KIBRIS ÜZERİNDEN HESAP YAPILMAMALI
Bir başka alarm zili Kıbrıs’ta çalmaktadır. Bu ecdad yadigarı feryat etmektedir, Rumlara teslimi için küresel iklim oluşturulmaktadır. Hiç kimse yanılıp yenilip Kıbrıs üzerinde hesap yapmamalıdır. Türk milletinin şeref ve haysiyetiyle oynamak ateşle oynamaktır. Bu da kimsenin cesaret edebileceği bir durum değildir. Bize göre, vatan toprakları üzerinden müzakere yapan KKTC heyetinin hangi çevre ve emellere hizmet ettiği bellidir.
YUNANİSTAN KAPANMAMIŞ HESABI İÇİN DÜŞMANLIK BESLİYOR
Kıbrıs’ın sancısı artarken, Ege Denizi ısınmakta, burnumuzun dibindeki ada ve kayalıklar Yunanistan tarafından oldubittiye getirilerek düşmanca istila edilmektedir. İki devlet Kardak üzerinde karşı karşıya gelmiştir. Yunanistan Savunma Bakanı Türk Silahlı Kuvvetlerinin üst yönetiminin Ege’deki dik ve milli duruşuna hayasızca misilleme yapmıştır. Üstelik bu ülke, hain FETÖ’cüleri iade etmeyerek kimlerle el ele, kol kola olduğunu, aynı tutumuna geçmişte çok defa tesadüf edildiği gibi yine göstermektedir. Anlaşılan odur ki, Türk milletiyle kapanmamış hesabı olan Yunanistan pusudadır.
RUSYA ŞEHİTLERİMİZİ ‘PARDON’DİYEREK GEÇİŞTİREMEZ
9 Şubat 2017 Perşembe günü sabah saatlerinde, Rusya Federasyonu’na ait bir savaş uçağı tarafından, IŞİD hedeflerine icra edilen hava harekatı esnasında askerlerimizin bulunduğu bir binaya bomba isabet etmiştir. Bu kapsamda dört kahramanımız şehit olurken, on kahramanımız da yaralanmıştır. 24 Kasım 2015’de bir Rus uçağının düşürülmesi ve bir Rus pilotun ölümünden sonra iki ülke arasındaki ilişkiler kangrene dönüşmüştü. Rusya adeta kıyameti kopartmıştı. Aylarca Türkiye-Rusya ilişkileri karşılıklı soğumaya terk edilmiş, restleşmelerle bunalım içinden çıkılmaz bir hale gelmişti. Şimdi Rusya askerlerimizi şehit edip, sonra da pardonla geçiştirmeye çalışmaktadır. Hatta pişkince üstte çıkıp, TSK’yı suçlamaktadır. Türkiye’nin saldırılar karşısında sesini çıkarmaması, alttan alması, bir şey olmamış gibi davranması beklenemez. PKK-PYD’yi terör örgütü görmeyen, kaldı ki Moskova’da ofis açmasına müsaade eden Rus yönetimi art niyeti, gizli gündemi, sahne gerisinde beslediği emelleri doğrultusunda ülkemizin karşısında husumet odağı olmaya adeta talip ve isteklidir. Rus hava saldırısı sonucunda şehit olan evlatlarımızın hesabı bir kaç özürle telafi ve örtbas edilemez. Suçlular ortaya çıkarılmalı, hak ettiği cezayı bulmalıdır. Karşımızdaki muhatap Rusya Federasyonu ise biz de Türkiye Cumhuriyeti’yiz.
FIRAT KALKANI HEDEFİNE ULAŞMALI
Fırat Kalkanı Harekâtı artık hedefine ulaşmalı, ölüm ve cinayet çetesi IŞİD El Bab’tan temizlenip atılmalıdır. Türk askerinin ve Özgür Suriye Ordusu’nun El Bab’a batıdan girip yüzde 60’na yakın alanları kontrol ettiğine dönük haberler gündemdedir. El Bab’tan IŞİD sökülüp atılırsa, Azez-Cerablus hattının terörden arındırılacağı da ortadadır. Bu arada Suriye ordusunun, Rusya- Türkiye arasında daha önce kararlaştırılan geçici sınır çizgisine ulaştığı da duyurulmuştur. IŞİD, kapana kısılmıştır.
HAÇLI AKININA GEÇİT VERMEYECEĞİZ
Sevr’in varisçileri Türkiye’ye meydan okumaktadır. Mondros’un hayran takımı Türkiye’yi gözüne kestirmektedir. Türkiye’yi punduna getirip yıkmak, bölmek ve parçalamak isteyen; milli davasından çevirmeyi uman karanlık odaklar fitne silahını üzerimize doğrultmuşlar, devşirdikleri işbirlikçileriyle sonuca odaklanmışlardır. Türk milletinin tarihsel varlığını hazmedemeyen, Türk’ün vatanını çekemeyen ne kadar sicili bozuk, suç dosyası kabarık, fikriyatı bulanık, zikri karışık varsa ellerini ovuşturmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye karşıtı cepheye gerekirse tek başına direnecek, bir başına da olsa haklarından gelecek iman ve inançla haçlı akınını engelleyecektir. Türk devletinin tarihi ve ebedi sürekliliği milli uzlaşma, anlaşma, ittifak ve kucaklaşmaya bağlıdır. Biz parti olarak, küçük hesapların ardına takılıp, büyük hesapların oyuncağı olmayacağız. Küresel güçlerin bölgemizdeki kanlı tezgahlarını milletle dayanışma halinde, devletle birlikte olarak dağıtacağız. 48 yıldır vatan, millet, bayrak sevdasıyla her türlü eza ve cefaya dayanmış, her türlü kayıp ve acıya göğüs germiş, Türk milletinin ahlaki ve milli temellerinden Türk milliyetçiliğinin muazzam şuuruna yükselmiş Milliyetçi Hareket Partisi var oldukça, düşmanlar çatlayacak, tasmalı hainler deliye dönüp nifak yangınında kül olacaklardır.”