Son Güncelleme: 1 Kasım 2016 11:54 Bu kadar iddialı söylemlerle sunulan bir projenin ne olduğunu gösterir bir doküman olmadığı gibi, bu konuda Bakanlık web sayfasında da açıklayıcı bir bilginin de yer almadığını ifade eden Gül, var olan bilgilerin ise konuyu daha da karmaşık hale getirdiğini savundu.
Necati Gül konuyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi: Yapılan açıklamalarda ağırlıklı olarak tarım havzası ifadesine yer verilmektedir. Bakanlık web sayfasının Konular başlığı altında yer alan Tarım Havzaları kısmında, 30 tarım havzasından ve bu havzalarda desteklenecek 17 adet üründen bahsedilirken, açıklamalarda 941 havza ve desteklenecek 19 ürün bilgisi yer alıyor. Bu bilgilere de yine Bakanlık web sayfasında, Bitkisel Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün duyurusu olarak yer almaktadır. Daha önce açıklanan 30 tarım havzası incelendiğinde, illerin ilçelerine göre bir veya birden fazla havza kapsamında olduğu, her havza için desteklenecek ürünlerin farklılık gösterdiği görülmektedir. Yeni açıklamalarda yer alan 941 havza ile kast edilenin, tarımsal faaliyet bulunmayan az sayıdaki metropol ilçe dışında kalan ilçelerin her biri olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda ifade edilen “havzana göre üretim” yerine “ilçene göre üretim” demek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
30 tarım havzası için desteklenecek 17 ürün, 941 havza (ilçe) için fındık ve yem bitkilerinin eklenmesi ile 19 olmuştur. 30 tarım havzası için yapılan belirlemede buğday ve mısır tüm havzalarda desteklenecek ürün olarak belirlenmişken, 941 havza için desteklenecek ürünler buğday ve yem bitkisi olarak tespit edilmiştir. Her iki tarım havzası modelinde, hangi ürünün kaç havzada destekleneceği bilgisi yer almaktadır. Tarım havzalarının belirlenmesi ihtiyacı, 5488 sayılı Tarım Kanunda, “tarımsal üretimin kendi ekolojisine uygun alanlarda yoğunlaşması, desteklenmesi, örgütlenmesi, ihtisaslaşması ve entegre bir şekilde yürütülmesi” için gerekli görülmüştür. 5488 sayılı Kanunundaki tarım havzaları için yapılan “Tarımsal faaliyet için, bir veya birkaç il sınırı veya bölge sınırları içinde aynı ekolojik şartları taşıyan ve birbirinin devamı niteliğindeki tarım alanları” tanımı dikkate alındığında, 941 tarım havzası bu tanıma uygun değildir. Aynı Kanunun 14 üncü maddesi gereğince, tarım havzalarının Bakanlar Kurulunca ilan edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda 30 tarım havzası, 23 Temmuz 2009 tarihli Resmi Gazete`de yer alan Bakanlar Kurulu Kararı ile yayımlanmıştır. 5488 sayılı Kanun ve Bakanlar Kurulu Kararı dikkate alındığında, 941 tarım havzası ile ilgili hukuki bir sorun olduğunu söylemek mümkündür. Milli Tarım Projesi kapsamında dile getirilen konular; üretim desteğinin havza bazlı yapılması, çiftçinin kullandığı mazotun yarısının karşılanması, 184 ovanın SİT alanı ilân edilmesi, mera hayvancılığı, yetiştirici bölgeleri oluşturulması ve piyasadaki dalgalanmaları, değişimleri engellemek ve piyasa düzenini sağlamak için Toprak Mahsulleri Ofisi etkin bir şekilde kullanılması olarak yer almaktadır.
Üretim için verilen destekler fındık, çay ve zeytin hariç, sadece tarla tarımına ve sınırlı sayıda ürüne yönelmiştir. Diğer ürünlere hiç değinilmemiştir. Ordu ili gibi 123 il / ilçe için fındıktan bahsedilirken, ilimizin Oğuzlar ilçesi için kayda değer bir ürün olan ceviz hiç ortada yoktur. Son zamanlarda gündemimizi meşgul eden ülkemizde olduğu gibi yaklaşık 30 bin dekar alan ekimle ilimizde de önemli bir yer sahip Şeker Pancarı ne olacak belli değil. Bir kaç yıldır ilimiz bitki deseni içindeki payı hızla artan, ancak bu yıl düşük fiyat nedeni ile çiftçiyi sıkıntıya sokan patates artık ekilmeyecek mi? Deneme sonuçlarında iyi bir sonuç alınan çerezlik kabak konusunun üzerine bir sünger mi çekilecek. Ovasaray yada Üyük Köyünün Soğanı, Karaburun Köyünün Domatesi, Eşençay Köyünün Kirazı, Kışlacık Köyünün Pırasası, Kargı İlçesinin bamyası yada proje kapsamında çiftçiye umut olarak sunulan daha ürününü bile görmediğimiz Uğurludağ İlçesinin Lavantası başlamadan bitecek mi? Bu örnekleri çoğaltmak ve peş peşe sıralamak mümkün. Milli Tarım Projesi ile dile getirilen konular ağırlıklı olarak tarımsal destekleme yönteminin değiştirilmesi ile ilgilidir. Bu proje ile verimliliğin ve üretimin artması amaçlandığı halde; örneğin potansiyel sulanabilir alanların sulamaya açılmasına yönelik yatırımlara, üretici örgütlenmesine hiç yer verilmemiştir. Üretim planlamasının öneminin anlaşılması, bu konuda çaba harcanması tarım sektörü açısından oldukça önemli ve sevindiricidir. Bu planlama yapıldığında gelecek yıllara ilişkin bir projeksiyon yapılması, hedef belirlenmesi gerekmektedir. İlimizde destekleme ile ilgili yayınlanan ürün listesi yeniden gözden geçirmeli ve revize edilmelidir. Bu revizede ülke ve ilimiz için stratejik ürünler mutlaka listede yer almalıdır.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.