ÇORUM TİME

SALİM USLU, İSKELE SANCAK PROGRAMINA KATILDI

SALİM USLU, İSKELE SANCAK PROGRAMINA KATILDI
Çorum Time Haber Hattı 333 01 20( [email protected] )
29 Aralık 2014 - 9:17

Son Güncelleme: 29 Aralık 2014 09:17 1Kanal 7 ekranlarında her hafta Cuma akşamları canlı olarak ekranlara gelen, Mehmet Acet’in sunduğu “İskele Sancak” programına bu hafta Çorum Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu konuk oldu. 17-25 Aralık operasyonları ve yolsuzluk iddialarının masaya yatırıldığı programda ayrıca; MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, BDP Eski Milletvekili Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinin Kurucusu Ufuk Uras ve Hukukçu Reşat Petek yer aldı.
Dört eski bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunda oylamanın ertelenmesine ilişkin değerlendirmede bulunan Uslu, “Savunma yaptırmazsanız hukuki bir eksiklik olur. Nitekim geçmiş dönemlerde yapılan bütün soruşturmaların yüce divana gönderiliş şekilleri inceleniyor. Bu konu üzerinde hukukçular çalışıyor.
Sanıyorum cevabı verilemeyen 10’larca da soru var. Mesela savunma hakkını elinden alamazsınız. Öyle ki, 22. Dönemden sonraki soruşturmalar ayrı çünkü bazı partiler Meclis dışında kalmış, bazı milletvekillerinin de savunma hakkı yok. Daha çok 22. Dönemden önceki durumlar dikkate alınarak, bir araştırma yapılıyor. AK Parti’nin bunu örtbas ettiği ya da metazori şeklindeki bir yaklaşım doğru değildir. Çünkü araştırılsın, soruşturulsun ve gerçekler ortaya çıksın, komisyon kurulsun diye önergeyi veren AK Parti’dir. Bizim de imzalarımız var bu önergede. Burada hakkı teslim etmek gerekiyorsa, AK Parti’nin yolsuzluklar üzerindeki hassasiyetini ya da iddiaları ciddiye alış biçimini görüp, takdir etmek gerekir. Sadece itham etmek amacıyla “bunlar almışlardır, vermişlerdir” demek çok doğru bir şey değil. Çünkü çeşitli savcılıkların yaptığı soruşturmalar sonucu verilen takipsizlik kararları var.
Bunu da dikkate almak gerekir. Anayasamızın 138. Maddesi Soruşturma Komisyonunun bir yargı yetkisiyle, bağımsızlığına ve hiçbir şekilde baskı altında tutulamayacağına amirdir. İddia ve ithamlarda bulunurken yargıdaki herhangi bir dosyayla ilgili hangi duyarlılıkta, dikkatlilikte olmak zorundaysak bu soruşturmada aynı sürece ve mevzuata tabidir. Görülen bir dava hakkında yorum yapmak da TCK 285’e göre de suç oluşturmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğümüzün 110. Maddesi CMK’nın 157. Maddesi soruşturmanın gizliliğini esas almaktadır.
Dolayısıyla Meclis Soruşturma Komisyonunun yaptığı soruşturmanın deşifre edilmesi, dışarda paylaşılması bütün bu konularda dikkatlilik söz konusu olmalıdır.
Bunları sanki kamuoyundan bir şeyler kaçırılıyormuş gibi ifade etmek doğru değildir.
Masak raporları verilen ifadelerle kimi yerde örtüşmekte, kimi yerde de uslu örtüşmemektedir. Ertelemenin hukuki gerekçeleri vardır. Yargı yetkisine sahip çalışan bir Soruşturma Komisyonun usulde bir eksiklik yapıyor olması ya da savunma hakkına yönelik bir eksiklik bırakması verilecek kararı sakat kılar. Olabildiğince dikkatli olmak durumundayız. 17 Aralık darbe girişiminin, 25 Aralıkla devam eden sürecin daha sonraki ifadeler ve çeşitli el konulan belgeler ve bilgiler ışığında değerlendirilirse o zaman yolsuzluk iddiası şöyle bir şeye dayanıyor; “Bir darbe yapılacak.” Buna gerekçe oluşturmak, bu gerekçenin de kamu vicdanında bir karşılığı olması lazım. En doğru karşılık AK Parti gibi 3 Y ile yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele edeceğim iddiası ile yola çıkan bir partinin en son vurulabileceği yer yolsuzluktur. Buradan hareket edelim denilmiştir. Nitekim geri dönüp baktığınız zaman 12 Eylül’ün gerekçesi kardeş kavgasını sona erdirmektir.
Çünkü o günlerde sağ-sol kavgasından dolayı sokaklar adeta kan gölüne dönmekte ve bunu sona erdireceğim iddiası vardır. Niyetleri bellidir. AK Parti en çok yolsuzluklarla mücadele eden olarak bahsediliyorsa o zaman politik olarak oradan vurmayı tercih ediyorlar. Her 10 yılda bir yapılan darbe girişimlerine, muhtıra ve e-muhtıralara alışığız. Aslında bu gerekçelerin arkasına sığınarak bütün bu yapılan eylemlerin, Anayasanın suç saydığı fiillerin arkasına ya da demokratik bir meşruiyeti tartışılmayan seçimlerle iş başına gelmiş Milli İradeyi temsil eden bir yönetimi iktidardan uzaklaştırmak için makul ve meşru gerekçeler oluşturma çabasıdır” dedi.
1”7-25 Aralık olaylarına darbe demek darbeye hakarettir. Darbe diye bir şey yok” diyen Ankara MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri’ye Uslu, “Ortada siyaseti dizayn etme girişimi var. MHP’ye yapılan siyasete dizayn etme girişimidir. Siyaset mühendisliği yapılmıştır. Bu doğrudan AK Parti’ye yapılsaydı aynı tabiri kullanmamız gerekirdi.
Ama ilk turda Cumhurbaşkanı seçilmiş birisine, yüzde 50 oy almış bir iktidara karşı yapılıyorsa, dışardan bir üst akla hizmet eden bir hareketse o zaman bu işe doğrudan darbe demek gerekir. Bu siyaset mühendisliğinin alternatifi değildir. MHP’ye yapılan kaset operasyonun bir üst merhalesidir. Biz demokrasiye, demokratik ilkelere, geleneklere inanıyorsak. O zaman seçilmiş bir iktidara karşı yürütülen devirme harekatı, hele hele İslami bir kısım kavramları, deyimleri kullanılarak (yezittir, firavundur, nemruttur, münafıktır gibi ithamlarda bulunuyorsanız), çok kritik bir dönemde yapılıyorsa özellikle iktidarı al-aşağı etmek için apaçık darbe girişimi yapılmış demektir. Kaldı ki, Ak Parti’ye yönelik karalama kampanyalarına, yapılan iddia ve ithamlara kamu vicdanında inanmamış olacak ki 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde kampanya gerekçelerine ve kampanyanın sahiplerine itibar etmiştir” diye konuştu.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

ÇORUM'UN EN BÜYÜK HABER SİTESİ