ÇORUM TİME

DED ABDURRAHİM KARAKOÇ’U ANDI

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Çorum Osmancık Şubesi şair ve yazar Abdurrahim Karakoç’u andı.

DED ABDURRAHİM KARAKOÇ’U ANDI
Çorum Time Haber Hattı 333 01 20( [email protected] )
13 Aralık 2016 - 11:32

Son Güncelleme: 13 Aralık 2016 11:32 Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi Çok Amaçlı Salonunda gerçekleşen programı Dr. Oğuz Karakuş sundu. Programın açılışında konuşan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi Başkanı Kazım Sekili, “Mücadelesini, ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışıyla veren bir milleti yolundan döndürecek bir silah daha icat edilmemiştir. Terörün, her türlü değeri ve ahlakı çiğneyen yüzünün en çirkin haline, iki gece önce İstanbul’da, bir kez daha şahit olduk. Şehitlerimize Allah’tan(c.c) rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum” dedi. Sekili, “Abdurrahim Karakoç kültür dünyamızda ve gönül dünyamızda silinmez izler bırakmıştır. Onu unutmak mümkün değil, o şiirleriyle ve fikirleriyle her zaman aramızda yaşayacak müstesna edebiyatçılarımızdan ve aydınlarımızdandır. Herkes onun şiirinde kendisinden bir parça bulmuştur. Milletimizi birleştiren çok önemli bir ses olmuştur” diye konuştu. Dr. Oğuz Karakuş ise yaptığı konuşmada Abdurrahim Karakoç’un keskin bir siyasî taraftarlığının hiçbir zaman olmadığını belirterek “fakat kendisine düşman ideolojilerin kol gezdiği o dönemde mukaddesata sahip çıkan siyasî grupları şiir ve yazılarıyla destekler, yanlışlarını da açıktan söyler ve tenkit ederdi. Vefatına kadar hiçbir siyasî iktidarın emrine girmedi. Otuza yakın mahkemeye verildi ve hepsinden beraat etti. Avukat tutmadı, savunmasını hep kendi yaptı. Sivil fikrî ve edebî kuruluşlara da bağnazca bağlılığı yoktu. Kuruluşların ve hiziplerin üstünde kalmaya çalışan ve mukaddesatçı herkesin, üzerinde ittifak ettiği ve sevdiği bir şairdi” dedi.
31 Dr. Oğuz Karakuş, Abdurrahim Karakoç’un sevda, dava ve hiciv dışında 20. Yüzyılın yetiştirdiği bir zirve olduğunu söyleyerek Karakoç’un değişik özelliklerine vurgu yaparak şöyle dedi: “Kendisi halka faydalı olmayacaksa, halkın derdiyle dertlenmeyecekse sanatın geçersiz olduğunu söyler. Şair altmış milyon kişi içinde altı kişinin şuurlanmasına vesile olacağını bilse yine de o altı kişi için yazmalıdır. Abdurrahim Karakoç ilkokul mezunudur. Fakat benim diyen insanın sahip olmadığı bir kütüphaneye sahiptir. Küçük yaşlardan itibaren çok okuması nedeniyle üniversiteler bitiren bir çok kişinin sahip olamayacağı bir kültür ve birikime sahiptir. Abdurrahim Karakoç hiçbir zaman rahat bir hayat yaşamamıştır. Kendi ifadesiyle de ‘ Her zaman kolayı yazmaktansa zoru yazmayı tercih ettim. Zorlukların kolayıma geldiğini söyleyebilirim’ demiştir. Çağ berbattır; fakat insanından umutludur. Bu çağı düzeltecek bir nesil bekler. Karakoç’ta Hasan müstesna bir insanı temsil eder. Ve Hasan’a devamlı mektuplar yazmıştır. İmam Hatip okullarının açılmasını da büyük bir umut olarak görmüştür. Bu okullarda o aradığı müstesna insanların yetişeceğine inanmıştır. Abdurrahim Karakoç şimdiye kadar hiçbir yarışmaya katılmamış ve şimdiye kadar hiçbir ödülü kabul etmemiştir. Beni yalnızca halkım değerlendirir ve ödülü de Rabbimden bekliyorum demiştir. Uğrunda mücadele verdiği halka, kimseye eyvallah etmemeyi, gerekirse kapılardan aşağılanarak kovulmayı fakat Allah’ın kapısında aşağılanmamak için başka hiçbir kapıda kul­köle olmamayı vasiyet etmiştir. Karakoç dalkavuk tiplerden nefret eder. Ucunun nereye dokunacağına bakmaz ve hicveder. Aynı zamanda düşüncesizce bir yerlere bağlananları da çok eleştirir. Karakoç, okuyan, sorgulayan, hesap veren, muhasebe eden bir insan ister” Dr. Oğuz Karakuş, Abdurrahim Karakoç’un bazı şiirlerini de okuyarak, programa ayrı bir renk kattı.
32

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT
Yorum Yok

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

ÇORUM'UN EN BÜYÜK HABER SİTESİ