Son Güncelleme: 6 Ağustos 2014 20:47
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimlerinde Çorum’un Sungurlu ilçesinde partisinden belediye başkanı seçilen Abdulkadir Şahiner’i ziyaret etti. Baktat tesislerinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve kurmaylarını eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin genel seçimler gibi algılanmamasını isteyen Bahçeli, “Genel seçimlerde siyasi partilerimiz seçime katılma niteliği taşıyan partiler olarak milletimizin huzuruna çıkarak kendi görüş ve ideolojileri doğrultusunda milletimize sunabileceği hizmet paketini anlatarak destek isteyebilir. Nitekim de geçmiş dönemlerde bu böyle olmuştur. Ama cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasamıza göre geçmişte parlamentoda gerçekleştiriliyordu. Yani TBMM’de bulunan siyasi partilerin değerli milletvekilleri kendi aralarında veya dışarıdan herhangi bir aday belirlemek suretiyle bir yarışı başlatıyorlar. İster o zaman meclisin sayısı 450 ister şimdiki gibi 550 olsun, milletvekilleri arasında bir uzlaşma oluşmak suretiyle seçimler sonuçlandırılıyordu” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Ancak uygulamaya bakıldığında cumhurbaşkanlığı seçimlerin hep sancılı ve sorunlu olduğunu dile getiren Bahçeli, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında demokrasimiz gölgelenmiştir, muhtıralarla askıya alınmıştır, darbelerle belli bir süre ara verilmiştir. Türkiye bir istikrarsızlığa siyasi krizlere sürüklenmiştir sonuç itibariyle şekli ne olursa olsun bir cumhurbaşkanı seçilmiş ama bu seçilen her zaman meclisteki bulunan milletvekillerinin iradesi şeklinde oluşmamıştır. Zaman zaman değişik yöntemler ve müdahalelerle ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçimi olmuştur. Yine hatırlatmak isterim ki, 1980 ara rejimi öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimi beş ay 17 gün sürmüş, sonuç alınamamış bir başka ifadeyle 114 tur yapılmış, cumhurbaşkanı seçilememiştir. O dönemden yaşanan sosyal şiddet ekonomik kriz ve beraber değerlendirilerek Türkiye’de demokrasi ortadan kaldırılmış, siyasi partiler feshedilmiş, meclis kapatılmış ve belli bir dönem bir ara rejimle muhatap olunmuştur. Onun için cumhurbaşkanlığı seçimleri her ülke için önemlidir ama Türkiye için çok daha önemlidir. Şimdi ise bir yasa değişikliği ile meclisteki seçilme milletimize devredilmiş ve seçimler millet tarafından gerçekleştirilecektir. Şimdiki seçimler bu anlayışla olacak ilk turu 10 Ağustos ikinci turu 24 Ağustos olmak üzere iki dönemde yapılacak olan seçimlerle cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlandırılmış olacaktır” diye konuştu.
TAKDİR YÜCE MİLLETİN
Bugün böyle bir fırsatın milletin önünde durduğunu kaydeden Bahçeli, “Takdir sizindir. Dün milletvekilleri aracılığıyla mecliste yapılmış olan seçimlerin getirdiği sıkıntıları, sancıları, muhtıraları ara rejimleri dikkate aldığınızda millet olarak ilk defa önünüze böyle bir fırsat geçiyorsa güzel bir örnekle sonuçlandırmak, huzur güven ortamında seçimlerin sonucunu almak ve Türkiye’yi devletin başında boşluk yaratmayacak bir istikrarlı ortama doğru götürmekte yarar olacağı kanaatindeyiz. Onun için bu seçimlere her siyasi parti önem vermektedir ancak millet tarafından ilk defa seçilmiş olması düşünülürken, başlangıçta yasadaki sığlık, boşluklar aceleye getirilişler şimdi bazı adaylar tarafından istismar edilir hale gelmiştir. Bunu hangi partiden olursa olalım bundan böyle eğer halk seçecekse, bugünden eksiklikleri görüp, düzeltme yönünde dikkate alarak gelişmeleri hep beraber düşünmeliyiz” diye konuştu.
BAŞBAKAN ERDOĞAN’I ELEŞTİRDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Üç aday seçime girecektir. Burada adil olan, eşit olan herhangi bir haksızlığa uğramadan seçimlerin ilkeli ve dürüstü yapılması düşünülmüş olsa MHP’nin yüksek seçim kuruluna yapmış olduğu itiraz anlamını bulmalıydı. MHP ne demişti eğer Recep Tayyip Erdoğan aday olmayı düşünüyorsa, başbakanlıktan 11 Temmuz itibariyle ayrılması ve diğer adaylarla eşti haklara sahip bir yarışın içerisine olması gerekir. Geçmişte bu düşünülmemişse şimdi düşünmek lazım demiştir. Tabi AKP’nin bazı sözcüleri yasada böyle bir mecburiyet yok onun için başbakan olarak girmesinde bir sakınca bulunmaz diyerek gerçeği bilmelerine rağmen eşitsizliğin farkında olmalarına rağmen adaletsiz bir uygulamayı ortaya koymalarına rağmen bunda ısrarcı olmuşlardır. Şimdi düşününüz, adayın bir tanesi başbakan arkasından devletin bütün imkanlarını da seferber ediyor. Ana uçağı baba uçağı ile Türkiye’yi dolaşıyor, helikopterlerle bir yerlere kadar devamını sağlıyor resmi arabalarla alanlara kadar geliyor, İstanbul’da bir miting yapmış İstanbul’da ne kadar emniyet mensubu varsa miting alanında. 5 bin tane de Ak Parti’nin özel güvenliği kurulmuş. Belediyenin, devletin tüm imkanları ile bir miting olmuş şu kadar insan mitingde vardır diyerek övünülüyor ve televizyonlarda, basınlarda aynı fotoğraflarla mitingi veriyor” şeklinde konuştu.