Son Güncelleme: 10 Ekim 2014 17:14 Alperen Ocakları Çorum İl Başkanlığı, son günlerde Türkiye’de meydana gelen ve IŞİD’in Kobani’ye saldırmasının ardından alevlenen olayları değerlendirerek, barış ve kardeşlikten hiçbir zaman taviz verilmemesi gerektiğini bildirdi.
Alperen Ocakları’ndan yapılan açıklamada; provakatif, bölücü ve ülkemizi iç savaşa sürüklemeye yönelik faaliyetler karşısında hiçbir zaman tuzağa düşülmemesi gerektiği vurgulandı, ülkemizde oluşacak bir kaosu dört gözle bekleyen iç ve dış düşmanlarımızın muradına hizmet edici sokak olaylarının tarafı asla olmayacağız” denildi.
“Bu bizim için hiç bir zaman savaş değildir. Bundan sonra da savaş olmayacak. Şayet savaş olsaydı terörist mezarları kazma, kürekle değil dozerlerle açılırdı!” ifadesi kullanıldı.
Son günlerde ülkemizde Kuzey Suriye’de yaşanan olaylar bahane edilerek meydana getirilmek istenen provakatif, bölücü ve ülkemizi iç savaşa sürüklemeye yönelik faaliyetlerle alakalı açıklama yapma gereği duyduk.
Biz bu coğrafyada bin senedir emperyalistlerin tüm fitnelerine rağmen bir ve beraber yaşama iradesini gösterdik. Ay yıldızlı bayrağımızın kırmızısında Türkün de Kürdün de, Lazın da, Çerkesin de Çeçenin de, Boşnağın da, Zazanın da kanı vardır.
Ülkemizde son günlerde yaşanan sıkıntılar asıl mağduru Batı illerinde yaşayan insanlar değildir. Buradaki esas mağdurlar olayların çıktığı bölgede yaşayan Müslüman Zaza kardeşlerimizdir, Müslüman Kürt kardeşlerimizdir, Müslüman Türkmen kardeşlerimizdir. Bu insanlar bu bölgelerde bir harami çetesinin tehditleriyle hayatlarını devam ettirmek zorunda bırakılmaktadır. Bu bölgelerde iş yapan insanlar çok üst düzey geliri olmasa da PKK terör örgütüne haraç ödemek zorunda bırakılmaktadırlar ve PKK’nın korkusundan dolayı devletlerine herhangi bir şikayette bulunamamaktadırlar.
Otuz yıldır canımızı yakan terör belasına karşı milletin yüzde elli ile sorumluluk ve çözüm merciine taşıdığı hükümetin terör konusunda mutabakata değil bundan sonra cesaret ve ferasete ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Terörü çözeceğim diye yapılanlar, terörü ve teröristleri azdırmış, terör çözülemediği gibi, devletin inisiyatifinin çözülmesine ve milletin iradesinin zayıflamış gibi görünmesine sebep olmuştur.
Mecliste terörün sözcülüğünü yapan ve ellerine geçirdikleri her kürsüde üstü örtülü bir savaş yapıldığına dair cümlelerin peşine ekledikleri hadsiz ifadelerle millete parmak sallayan güruhun kulağına küpe olsun ki; yaşanan bunca ihanete rağmen bu bizim için hala bir savaş değildir.
Bu vatan hepimizindir! Bu bayrak hepimizindir! Bu bayrak hilalinde İslam’ın yıldızında Peygamber efendimizin kırmızında aziz şehitlerimizin kanının olduğu bir bayraktır. Bu bayrağı bırakın yakmayı indirmeye bile kimsenin cesaret edememesi lazım!
Bugün bu olayların meydana gelmesinde sorumlu bölgedeki Müslüman Zazaların, Müslüman Kürtlerin görüşünü almadan yalnızca bir cinayet şebekesiyle masaya oturanlardır. Temennimiz devlet aklının da bu noktada irade göstermesidir. Kolluk güçlerimizin söz konusu olayları önlemekte göstereceği zafiyet, halkımızın kendi canını ve malını korumak için inisiyatif almasını mecbur kılacaktır. Böyle bir durumun ortaya çıkmaması adına yetkililerimizden kamu düzenin sağlanması noktasında ülkemizde herhangi bir zafiyetin olmadığını gösterici tedbirler almasını bekliyoruz. Ülkemizde oluşacak bir kaosu dört gözle bekleyen iç ve dış düşmanlarımızın muradına hizmet edici sokak olaylarının tarafı asla olmayacağız.
Uluslararası sermayenin ve kulisin emrinde millete ihanet etmeyi kendilerine vazife saymış bir soysuzluğa rağmen, Kürdün, Kürtlüğün, dindaşlığın ve dahi kardeşliğin hamisi banisi biziz. Bunun bizim için savaş olmadığı hala tahammül sınırlarımız dahilinde olanın da devlet kurmayı çadır kurmak zanneden bu marksist zevatların fitnesini kardeşliğimize değdirmeme gayreti olduğunu tekrar ifade ediyoruz. Bu bizim için hiç bir zaman savaş değildir. Bundan sonra da savaş olmayacak. Şayet savaş olsaydı terörist mezarları kazma, kürekle değil dozerlerle açılırdı!
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.