Son Güncelleme: 31 Aralık 2014 10:34 Ziraat Mühendisleri Odası Çorum İl Temsilcisi Necati Gül, rekabeti oluşturan koşullar sağlanıncaya kadar, çeltik üreticisinin düşük fiyatlı ürünlere karşı korunmasını istedi.
Türkiye’de çeltik üretiminin durumu, yıllara ve illere göre çeltik üretimi ve üreticinin sorunları hakkında bilgiler veren Necati Gül, Çorum’un çeltik üretiminde büyük bir paya sahip olduğunu vurguladı.
Gül, “Türkiye son yıllarda çeltik verimi ve üretiminde önemli artışlar sağlamış olsa da henüz kendi iç tüketimini karşılayamamaktadır. 2012/13 dönemi pirinç yeterlilik oranı %86,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu nedenle ihtiyaç duyulan pirincin bir kısmı ithal edilmektedir” dedi.
Necati Gül’ün konuyla ilgili açıklamasında; “Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür. Aynı zamanda dünyadaki insanların yarıdan fazlasının da ana besin kaynağıdır.
Su içerisinde çimlenebilen tek tahıl cinsi olan ve suda erimiş oksijeni kullanarak gelişen çeltik, tuzlu ve alkali arazilerde yetişebilmesi, bu arazilerin ıslahında etkili olması ve bu topraklardan ekonomik verim alınması açısından, Türkiye dahil birçok ülkenin tarımında önemli bir yere sahiptir.
Günümüzde çeltik üretiminde yalnız kendine yeterlilik potansiyeli olan bir ülke olan Türkiye, sürekli artan üretim miktarıyla gelecek yıllarda pirinçte kendi kendine yeter bir ülke olma yolunda ilerlemektedir. Türkiye`de pirinç üretimindeki artışın en önemli nedeni, özellikle son 10 yılda önemli oranda artan verimliliktir.
TÜİK verileri incelendiğinde, 2000 – 2013 yılları arasında çeltikteki verim artışının yüzde 35`ler dolayında olduğu görülmektedir. 2000 yılında dekara 603 kg olan çeltik verimliliği, 2013 yılında dekara 814 kg`a kadar ulaşmıştır. Verimlilikteki artışta 2000 yıllında geliştirilen “Osmancık-97″ çeşidinin devreye sokulmasının önemli bir etkisi vardır.
Türkiye`nin 1980`lerde pirinç üretimi 100 bin ton, kişi başına tüketimi ise 3,2 kg dolaylarında iken; 2012 yılında üretim 528 bin tona, kişi başına tüketim ise 8-9 kg`a (yıllık toplam pirinç tüketimi yaklaşık 600 bin ton) çıkmıştır.
TÜİK verilerine göre; 2013 yılında 111 bin hektarlık alanda çeltik ekimi yapan Türkiye, 900 bin ton (pirinç karşılığı 540 bin ton) çeltik üretimi gerçekleşmiştir.
Türkiye çeltik üretimin %70`i Marmara, %26`sı Karadeniz %2`si Güneydoğu Anadolu, %2`si ise İç Anadolu Bölgelerinde yapılmaktadır.
Çeltik üretiminde il düzeyinde de yoğunlaşma vardır. Toplam 5 ilin üretimleri toplam üretimin %82`sini oluşturmaktadır. Edirne toplam üretimin %40`ına sahipken Samsun %14, Balıkesir %11, Çanakkale %10, Çorum %7`lik bir üretime sahiptir.
Türkiye son yıllarda çeltik verimi ve üretiminde önemli artışlar sağlamış olsa da henüz kendi iç tüketimini karşılayamamaktadır. 2012/13 dönemi pirinç yeterlilik oranı %86,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu nedenle ihtiyaç duyulan pirincin bir kısmı ithal edilmektedir.
2002–2013 yılları arasında Türkiye çeltik ithalat-ihracat miktar ve değerlerine ilişkin veriler aşağıdaki tabloda görülmektedir. 2010 yılında çeltik ithalatı 409.199 ton ile son dönemin en yüksek seviyesindedir.
Çeltik ithalatının büyük çoğunluğu ABD, Rusya Federasyonu, Bulgaristan ve Yunanistan`dan yapılmaktadır. Pirinç ithalatının büyük çoğunluğu ise İtalya, ABD, Hindistan, Mısır, Vietnam ve Tayland`dan yapılmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
– Ülkemizde gerek üretim maliyetlerinin yüksek oluşu gerekse rekabet içerisinde olduğumuz ülkelerin verimlerindeki yükseklik, üreticinin ve çeltik üretiminin korunmasını zorunlu kılmaktadır.
– Rekabeti oluşturan koşullar sağlanıncaya kadar, çeltik üreticisi düşük fiyatlı ürünlere karşı korunmalıdır.
– TMO üretici fiyatlarının gerilediği durumlarda piyasaya zamanında müdahale etmeli, üreticiyi mağdur etmeyecek fiyatı açıklamalıdır.
– Hasat döneminde kesinlikle ithalat yapılmamalıdır.
– Çeltik üretiminin artırılması için yeni sulanan alanlar açılmalı; ayrıca sulama ücretleri azaltılmalıdır.
– Verilen destekler üretim maliyetleri dikkate alınarak belirlenmelidir.
– Sertifikalı tohumluk kullanımının yaygınlaştırılması için prim ödemelerinde sertifikalı tohumluk kullananlara yapılan destek artırılmalıdır.
– Üretimde kullanılan gübre, mazot, tarımsal sulamada kullanılan elektrik gibi girdilerde KDV`ler kaldırılarak birim fiyatlarının düşürülmesi sağlanmalıdır.
– Ürün bazında örgütlenme artırılarak, üreticilere daha güçlü ürün pazarlama ortamı sağlanmalıdır.”