Son Güncelleme: 16 Ocak 2015 14:27
Şifa tası uygulamaları, suyun iyileştirici etkisinin bulunduğu kaptan, yani genel olarak, “şifa tası” adı altında toplanan kaplardan alan, halk hekimliği örnekleridir. Çok geniş bir yayılım alanı olan şifa tasları için, tihtap tası, çiçek tası, botça tası, korku tası gibi adlar kullanılmıştır. Kaynağının eski Yunan, Roma ve Arap-İslâm kültürlerine kadar indiği kabul edilmektedir. Şifa tası geleneğinin kökleri de bu eski kültürlerde veya daha eski dönemlerde aranabilir. Ancak, Anadolu ve İstanbul’daki halk hekimliği uygulamalarının, esas dokusunu İslâm kültüründen aldığı anlaşılmaktadır.
Şifa taslarının Pişmiş toprak, hattâ ağaçtan imal edilmiş örnekleri varsa da, büyük çoğunluğu madenden yapılmışlardır. Kullanılan madenler; halk inançlarında kutsal kabul edilen bakır, bronz ve pirinç gibi bakır alaşımlarıdır.
İslam kültüründe şifa tasları, çoğu zaman boş yer kalmayacak şekilde bütün yüzey Kur’an sureleri ve dualarla bezenmiştir. Bu taslarda İran kökenli olanlar hariç resim ya da daha geniş anlamda figürler kullanılmamıştır.
Şifa taslarının İslâmî temelinin Hz. Muhammed’e (S.A.V) dayandırılabilmesini sağlayan bazı hadisler bulunmaktadır. Asım Köksal’ın, Hz. Peygamber ve İslamiyet isimli eserinde konu ile ilgili olarak; “Peygamber Efendimizin, kızı Hazreti Fatıma’nın düğün gecesinde, bir tas içerisinde gelen suyun içine bir miktar misk döktüğü ve Hz. Ali’nin (r.a) üzerine serptiği, “Ya Allah, bunlara bereket ver.” diye dua ettiği, sonra da Hz. Fatıma’yı çağırarak onun da üzerine sudan serptiği ve ‘Ya Allah, onu şeytanın şerrinden koru.” diye dua ettiği…” rivayetine yer verilmiştir.
Şifa tasının kullanımı ise, şifa bekleyene, su içirildiğinde veya yıkanıldığında duaların kabul olacağına ve iyileşileceğine inanılması yolunda telkinlerde bulunulurdu. Halk hekimliği uygulamalarının en temel koşullarından olan, suyun ve maddî manevî her şeyin temizliği koşullarının yerine getirilmesi istenirdi. Şifa taslarına okunup dua edilirken de kıbleye dönülür, şifa aranan derde bağlı olarak, uygun görülen Kur’an sureleri belirli sayılarda okunurdu. En sonunda su uygun bir yere dökülürdü.
Osmanlı dönemine ait olan müze teşhirindeki Şifa Tası, Pirinçten yapılmış olup, 3.75 cm yüksekliğinde, 13.1 cm çapındadır. Tasın iç sathında ise Ayet-el Kürsi yazılıdır.