Son Güncelleme: 25 Şubat 2014 13:07 Eğitim Bir Sen Çorum Şube Başkanı Tahir Eşkil, geçen hafta komisyonda görüşülen ve bu hafta genel kurula gelmesi beklenen MEB kanun tasarısı hakkında komisyon görüşmeleri öncesinde ve görüşmeler sırasında dile getirdikleri endişe ve önerilerini yetkililere ileteceklerini bildirdi.
Eşkil, MEB kanun tasarısı hakkında komisyonda gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde, aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte tasarının ilk halinde öngörülen “aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte uygulanacak sınava katılmak için, adaylık sürecinde disiplin cezası almamak” şartı kaldırılırken, yazılı veya sözlü tek bir sınav yerine yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamalı bir sınav şartı getirildiğini , bu durumun, söz konusu düzenlemeye ilişkin komisyon görüşmeleri öncesinde dile getirdikleri endişelerin bir kısmının komisyon üyelerince dikkate alındığını göstermekte ise de, maddenin, yönelttikleri eleştiriler doğrultusunda kaldırılması ya da esaslı bir değişikliğe tabi tutulması noktasındaki görüşlerini komisyona ilettiklerini söyledi.
Aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte sınav uygulaması, öğretmenliğin kamu personeli sisteminin geneli dışında bir yerde konuşlanması sonucunu doğuracağını belirten Eşkil, aday öğretmenlikten öğretmenliğe geçişte uygulanacak sınava katılmak için, performans değerlendirmesinde başarılı olmak şeklinde bir şartın varlığı, aday öğretmenlerin yoğun bir idari baskı altına alınması sonucu yanında pamuk ipliğine bağlı bir iş güvencesi algısını da beraberinde getirebileceğini, sınava girmeye hak kazanamayanlar ile sınavda iki defa başarısız olanların memuriyetle ilişiğinin kesilmesi işlemi, 652 sayılı KHK’nın 40. maddesi kapsamında denetçi ve uzman yardımcısı olarak ataması yapılanların belirtilen süre içerisinde uzman ve denetçi unvanlı kadrolara atanamaması durumunda durumlarına uygun memur kadrolarına atanmasına ilişkin hüküm karşısında oldukça ağır bir idari yaptırım ve eşitsizliğe sebep olan bir uygulama olacağını belirterek, şöyle dedi; “Kariyer basamaklarında yargı kararından hareketle bazı hak kaybına uğrayan öğretmenlerin geri ödeme yapmalarının önüne geçilmesi doğru bir yaklaşımdır fakat tasarıda, kariyer basamaklarına ilişkin bir düzenlemenin yapılmamış olması da önemli bir eksiklik olarak durmaktadır. Öğretmenler arasında kariyer basamakları uygulamasının yeniden hayata geçirilmesi ve bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’nin kararları doğrultusunda düzenleme yapılması beklentisi varken, aksi yönde bir durum oluşturmak ve 1739 sayılı Kanun’un 43. maddesinin kariyer basamaklarına ilişkin iki fıkrası yürürlükten kaldırmak, lisansüstü ve doktora eğitimlerini tamamlamış olmakla uzman öğretmen ve başöğretmen olma beklentisi taşıyan öğretmenlerimizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Bakanlığın öğretmen politikalarında bir taraftan yüksek lisans ve doktoralı öğretmenlik vurgusu yer alırken, diğer taraftan kariyer basamakları uygulamasından vazgeçilmek istenmesi çelişki teşkil etmektedir.
Okul ve kurum müdürlerinin, il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine, müdür başyardımcısı ve yardımcıların ise okul veya kurum müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi ile vali tarafından dört yıllığına görevlendirilmesini öngören kısmın kanun tasarısından çıkarılmasına ilişkin değerlendirmeyi komisyonda da dile getirdik. Kanun tasarısının gerekçesinde bu düzenlemenin amacı net bir şekilde ifade edilmediği için, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, komisyon görüşmelerinde, düzenlemenin, mevcut eğitim kurumu yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilip yerlerine başkalarının görevlendirileceği şeklinde bir uygulamaya gidilmeyeceğini, mevcut yöneticilerin büyük çoğunluğunun görevlerine devam edeceğini ifade etti.
Her ne kadar rotasyon uygulaması olsa da, tükenmişlik duygusu içerisinde olan bazı yöneticilerin görev yerleri değişse bile yöneticiliğe devam etmeleri önemli bir sorundur fakat bazı sendikaların, öğretmenlik yapacak salahiyetlerinin kalmadığı ön kabulünden hareketle yönetici olarak devam etmelerinin daha doğru olacağı anlamına gelen değerlendirmeleri de kabul edilebilir bulmadık.
Eğitim-Bir-Sen olarak, okul yöneticiliklerinin eğitimin kalitesine etki eden en önemli unsurların başında geldiğini söylüyoruz, “Bir okul, müdürü kadardır” yaklaşımını doğru bulduğumuzu belirtmek isteriz. Yıllardır tartışma alanı içerisinde olan okul yöneticilikleriyle ilgili düzenlemelerin yargı, MEB ve sendikalar arasında gidip gelmesinden sonra sınav+müktesebat+mülakat üçlemesiyle kısmen rayına oturmuş olmasının göz ardı edilmemesini içeren değerlendirmelerimizi Milli Eğitim Komisyonu’nda da paylaştık.
Tasarının, Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlaması bekleniyor. Eğitim-Bir-Sen olarak, komisyon görüşmeleri öncesinde ve görüşmeler sırasında dile getirdikleri endişe ve önerilerileri, Genel Kurul görüşmeleri öncesi ve sırasında da yetkililere ileteceğiz.”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.