Son Güncelleme: 27 Ekim 2014 22:50
MHP’den istifa ettiğini kamuoyu ile paylaşan Av. Ercan Daşdan, içini Esnafın Sesi Dergisine döktü. Gazeteci Satılmış İnanç’a konuşan Daşdan, gençliğinin verdiği enerjiyle ‘siyasete devam’ sinyali verdi. Daşdan, ayrıca, özel hayatı ile ilgili de bazı fotoğraflar paylaştı. İŞTE O RÖPORTAJ…
SİYASETE NEDEN VE NASIL GİRDİNİZ?
Ülkeme ve milletime hizmet için girdiğim siyasete ilk olarak 2007 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nde yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım. Daha sonra 2009 yılında Merkez İlçe Başkanı, 2011 yılında ise İl Başkanı olarak görev yaptım. 2014 yılında ise MHP’den Belediye Başkan adayı gösterilmem dolayısıyla İl Başkanlığı görevinden istifa ettim. İl Başkanlığı görevim süresince yapılması gereken tüm görevleri başarıyla yapmaya gayret gösterdim. Bunun dışında MHP’nin bütün eğitim faaliyetlerine katıldım. Ankara’da Liderlik Okulu’nda 3 ay boyunca ders aldım.
MHP’DEN NEDEN İSTİFA ETTİNİZ?
28 Mart yerel seçimlerinden sonra partimle yol ayrılığı olması gerektiğini düşündüm. Yeni yönetimin şekillenmesinin ardından MHP ile olan bağımı kopardım. Bu olay biraz Çorum’da şaşkınlık yarattı. Onca yıl bir şeye emek veriyorsunuz, bir anda bırakıyorsunuz. Tabi ki bizim açımızdan üzücü bir durum. Bazı olaylar üst üste gelerek birikti, bu hepimizin özel hayatlarında da böyledir. Bu üst üste gelmeler belli bir yerden sonra taşar. Bitmesi gerekiyordu, bırakılması gerekiyordu bizde bıraktık. Bu olayın tek bir sebebi yok, birden fazla sebebi var. MHP’nin felsefesi, milliyetçiliği, kuruluş ideolojisi, bunlar bütün toplumun içerisinde beslediği değerlerdir ama sanki MHP’nin bunu biraz daha değerli taşıdığını düşündüğüm için 2007 yılında MHP’den siyasete başladım. İyi ki de başlamışım. MHP’de çok şey öğrendim, bana çok faydası oldu. Ama bugün geldiğimiz noktada yollarımız ayrıldı. Yine beni siyaset içerisinde görmek isteyen insanlar var. ‘Devam et, seni bu işin içerisinde görmek isteriz, senin gibi insanlara ihtiyacımız var’ diyen birçok eşimiz, dostumuz var.
SİYASETTE KİMLERİ ÖRNEK ALIYORSUNUZ?
Yaşam biçimi olarak, liderlik olarak siyasette örnek aldığım bir kişi yok. Olması gerekeni yapmaya çalışıyorum. Bütün insanlar sabah kalktığı zaman yemek yer, su içer, caddeye çıkar, bende aynı şeyleri yapıyorum. Siz ne düşünüyorsanız bende aynısını düşünüyorum. Kimseyi örnek almaya ya da özenmeye ihtiyaç duymadım. Olması gereken neyse o şekilde davrandım. Ben belediye başkanı adayı olduğum dönemde, Çorum’un bir takım eksikleri vardı. Bunları projelerle anlattık, sunmaya çalıştık. Seçilemezsek inşallah seçilen insan bunları yapar amacı güttük.
ÇORUM HASSAS BİR ŞEHİR
İl Başkanı olduğum dönemde en çok mezhep ayrımı sıkıntı yarattı. Mesela bir önceki Ramazan ayında Malatya’da ki davulcu hadisesinden sonra AK Parti ve CHP İl Başkanlarıyla iftar sofrasında bir araya geldik. Bu tip hadiselerle ilgili açıklamalar yaptık. Çorum hassas bir şehir. O dönemde ben hep birliği beraberliği korumak için bir yaklaşım sergiledim. Bayramlaşmalarda yaşımın da vermiş olduğundan dolayı en genç İl Başkanı olarak bütün başkanları ziyaret amaçlı ben gittim. ‘Bende parti İl Başkanıyım onlarda öyleler, niye ben gidiyorum’ gibi sözler aklımın ucundan bile geçmedi. Bütün partilere gidip bayramlaştım. Onun dışında İstanbul/Taksim’de yaşanan Gezi olayları Çorum’a da yansıdı. Ciddi anlamda bir kalabalık vardı. Birçok problemler oldu ama özellikle MHP İl Başkanı olarak o dönemde, en çok aklımdaki soru işareti, ‘Çorum’da ki birlik ve beraberlik nasıl bozulmaz ve biz buna nasıl katkı sağlarız’ bunun derdinde oldum. Bu konuda başarılı olduğumu da düşünüyorum. Çorum çok ciddi bir süreçten geçti. BDP’lilerin Karadeniz gezisine Çorum’dan başlaması, Akil insanlar heyetinin önceliği Çorum’a tanıması gibi, belki siz farkında değilsiniz ama bizler bunun farkındaydık. Bizim tek amacımız vardı o da birlik ve beraberliğimizin menfaat üzerine bozulmamasıydı.
BAHABEY VE MİLÖNÜ’NDE SIKILMADIK EL BIRAKMADIM
28 Mart yerel seçimlerinde MHP Belediye Başkanı adayı olarak Bahabey ve Milönü’nde sıkılmadık el bırakmamaya özen gösterdim. Oradaki insanlar sağ olsunlar bizleri sahiplendiler. Bir vatandaşımız, ‘Helal olsun sana, ilk defa bir MHP Belediye Başkan adayı buralara geliyor’ dedi. Bizim konvoyumuz alkışlandı bu bölgelerde. Bunlar hep bir emeğin eseri, bir günde olacak bir şey değil. Bugüne kadar yapmış olduğumuz politikaların, bizim düşünce anlayışımızın, yansımasıydı oradakiler. Oy verir vermez ayrı bir konu ama bir şeyleri de kırmış olduk. Hep bunun üzerinde durmaya çalıştık. O dönemde iyi işler yaptığımı düşünüyorum.
ÇORUM ANKARA’DAN İSTEDİĞİNİ ALIYOR MU?
Çorum’da para var, genç nüfus var. Her türlü yeniliğe açık bir yapımız olmasına karşın biz ufak tefek hizmetlerle geçiştiriliyoruz. Ama daha büyük düşünmek ve daha büyük işler yapmak lazım. Cesaretli olmak lazım. Ya da istemesini bilmek lazım. ‘Başbakan kızar mı, birileri bir şey söyler mi?’diye düşünmeden ‘Biz Çorum için bunu istiyoruz’ diyebilmeliler. İnşallah bundan sonraki dönemlerde söylerler fakat Çorum bu konuda çok geç kaldı. Bir havaalanı meselesi, tren meselesi çok geç kalınmış bir konudur. Siyasette Genel Başkan endeksli bir olay var. Genel Başkan isterse oluyor, alttakiler çok fazla ses çıkartamıyorlar. Ses çıkartmak için çok tecrübeli veya çok nüfuslu olmak lazım. Maalesef Çorum’da öyle bir yapı oluşmadı.
TEKRAR SİYASETE GİRECEK MİSİNİZ?
Aslında siyasete çok girmeyi düşünmüyorum çünkü insan siyasetten uzaklaşınca dinleniyor. Şuanda çok rahat olduğumu belirtmek isterim. Ama yine de 8 yıl gibi bir süre siyasetin içerisinde olunca, bunları da değerlendirmek istiyor insan. Önümüzdeki dönemlerde bakacağız. Farklı siyasi partilerin benim ile ilgili güzel düşünceleri var. Değerlendirebilirim, Çorum’a da partiye de katkı sağlayabileceksem neden içerisinde olmayayım? İnsanlarda istiyor, bende isterim.
Siyasetin içerisinde olacağım ama nerde ne zaman nasıl olacağımı şuanda bilmiyorum. Çorumlular bekliyorlar, sağ olsunlar. Herkes bizi bir yerde görmek istiyor. Zorla da olmaz tabi ki yarın istenilen konuma ulaştıktan sonra onların isteklerine karşılık veremezseniz o zaman bunun manası olmaz. O baskıyı hissediyorum, bir yerlerde bekliyorlar. Sosyal medyada fotoğraf paylaşıyoruz bine yakın kişi beğeniyor. Altına yorumlar yazıyorlar, kimisi ‘Sizi yeniden görmek istiyoruz’, kimisi başka bir şey yazıyor. İnşallah siyasetin içerisinde yine olacağım. Bütün siyasi partilerin içinde abilerimiz kardeşlerimiz var. Hangi partide olacağım önümüzdeki günlerde ortaya çıkar. Ama ben hiç kimseyi o partili bu partili diye yaftalamak istemiyorum. Herkes bu memleketin çocuğu. En büyük sıkıntımız, insanları o, bu, şu diye ayırmaktır. Farklı siyasi partilerde düşüncelerim var. İnşallah Turhan Kılıçcıoğlu gibi bizimde ismimizi iyi anarlar. Bugüne kadar kendi gördüğüm yaşadığım siyaset tecrübelerim var. Yaptığım her işten memnunum ve pişmanlığım asla olmadı. Her gün arabayla geçtiğiniz yolları yürüyerek geçince kaldırım sıkıntısını, esnafın sıkıntısını rahat görebiliyoruz. Belediye seçimlerini layıkıyla tamamladığımı düşünüyorum. Çorum’un % 80’ine bu sayede ulaşma fırsatım oldu. Herkesle bir araya gelmeye çalıştım. Esnaflara özen gösterdim çünkü 50 bin esnaftan bahsediliyor. Esnaflarımızın çoğunu ziyaret ettim. Çorum ufak gibi görünse de gerçekten çok büyük. Her yeri yürüyerek gezdim. Pişman değilim. Benim için büyük bir tecrübe oldu. Bir takım sebeplerden dolayı MHP’den koptum. Sebeplerin önemi yok. Biraz bizden, biraz genel merkezimizden kaynaklanan sebepler. Tekrar siyasete girmeyi düşünüyorum fakat MHP’de siyasetim bitti.
ERCAN DAŞDAN’IN BİR GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
Ben biraz titizimdir, askerlikteki gibi her sabah mutlaka tıraş olurum. Kahvaltımı yapar ve düzenli olarak her sabah mutlaka duamı ederim Ayet-el Kürsi’yi mutlaka okurum. ‘Bismillah’ der kapıdan çıkarım. Allah’ın her zaman bizimle olduğunu biliyorum ama mutlaka dua ederim. Daha sonra işlerime koştururum. Adliyeye gidiyorum, duruşmalarım oluyor. Eskiden halı sahada maçlara giderdim şimdi çok gidemiyorum. Siyasete girdikten sonra dizi, film izlemeyi de unuttum genelde haber programları, tartışma programları izlerim. Sosyal medyayı kullanmaya çalışıyorum. Facebook ve Twitter sayfalarım var. Hepsini kendim yönetiyorum. Dışardan hiçbir müdahale yok. Arabamla gezmeyi çok seviyorum. Müzik dinlemeyi severim. Çok fazla takip edemiyorum fakat Beşiktaşlıyım. Aslında doğum tarihim 21 Aralık, aileme sordum doğruluğunu onayladılar. Çünkü biliyorsunuz 21 Aralık en uzun gece ile en kısa gündür. Tam Yay burcuna denk geliyor. Burcumun özelliklerini taşıyorum. En son Selahattin Aydemir’in yazmış olduğu ‘Dünyanın en büyük yalanı, soykırım’ adlı kitabını okudum. Biz hukukçuların kaderidir, çok fazla dosya okumaktan kitaba vakit ayıramayız.