Son Güncelleme: 26 Aralık 2014 09:08 Dar Gelirli Kadınların gelir getirici faaliyetlerde bulunmasına imkân sağlayan Mikro Kredi Çorum şubesi, kredi almaya hak kazanan kadınlara düzenlenen törenle paralarını takdim etti.
Çorumda dar gelirli kadınlara kendi kendilerine gelir getiren faaliyetlerde bulunmalarına imkan sağlamak aile bütçesine katkıda bulunmak kendi ihtiyaçlarını karşılamak ve ekonomik özgürlüklerini bir nebzede olsun geliştirmek amacıyla ilki 2003 yılında Diyarbakır da kurulan şuan 68 ilde 109 şubede faaliyet gösteren Mikro Kredi uygulamasını Çorum da ki faaliyetlerini tanıtma toplantısı ve kredi dağıtım töreni düzenlendi.
Turgut Özal Konferans Salonunda gerçekleştirilen törene Vali Ahmet Kara eşi Mesuda Kara, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ömer Arslan, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Cetin Başaranhıncal, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürü Duran Cesur, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ali Dinçer, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ali Özüdoğru, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Erkan Elfaz Ermiş, Mikrokredi Programı Çorum Şube Müdürü Dilek Görkem Günlü ve çok sayıda davetli katıldı.
Törene katılan Vali Ahmet Kara, “Mikro kredinin kurucusu Bangladeşli Prof. Dr. Muhammet Yunus, yoksulluğun olduğu yerde barış olmaz demiştir ve en flaş cümlesi budur. Bu cümle etrafında kurduğu felsefe ile geliştirdiği fikirlerle ve iddialarıyla Nobel barış ödülüne sahip olmuş, bugünde bize rehberlik eden birisidir. Gerçekten yoksulluğun olduğu yerde barış olmaz. Bu fikir adamı, Yoksulluğu yenmenin çaresi hibe vermek değildir, geri ödemeli kredi vermektir demiştir. Mikro kredinin temelinde de bu vardır. Yani mikro kredi üyeleri, hiçbir zaman kimseden sadaka, hibe ve karşılıksız herhangi bir şey istememişlerdir.
İsrafı önleme vakfı tarafından kurulan Mikro Ödeme şubeleri sayesinde hanımlar çok az bir kredi kullanarak işe başlamaktadırlar. Mikro kredi, bu krediyi kullan hanımlar tarafından tüm enerjilerini biriktirip, işlerini büyüttükleri ve daha sonra da iktisadi hayata atıldıkları bir sistemin adıdır.
Mikro kredi sayesinde insanlar küçük bir destekle kendi işlerini kurabilmekte ve üretimlerini yaparak, ticaret yapma yolunda ilerlemektedirler. Devlet bakıma muhtaç kişilere ve bağımsız iş yapamayacak kişilere devlet hibe olarak vatandaşlara imkânlarını sunuyor. Bu salonda olan kardeşlerimizde bu hibelerden yararlanmayıp, ufak bir destekle kendi iş yerlerini kurmayı planlayarak, kendi üretimlerini, kendi el becerilerini üretime ve ardından ticarete dönüştürüp hayatlarını idame ettirmektedirler. Bizim toplumumuzun en zayıf noktası üretememektir. Ve ya ürettiğimiz malı satamamaktır. Benim çocukluk yıllarımda ürettiğimiz ürünleri satamazdık ve bunu ayıp sayardık. Ben köylü çocuğuyum. Yumurta, süt, yağ ve peynir üretiyorduk ama asla onları götürüp pazarda satmıyorduk. Bu durumu artık toplumumuz çoktan aştı. Şimdi hem üretmek hem de ürettiklerimizi satmak zorundayız.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.