Son Güncelleme: 3 Nisan 2014 09:29 Ziraat Mühendisleri Odası Çorum İl Temsilcisi Necati Gül, 2014 hasat dönemi için tehlike çanlarının seslerinin ne yazık ki duyulmaya başladığını belirterek, “Bunu için yapılması gerekenler şimdiden planlanıp en kısa zamanda uygulamaya konulmalı.Zamanı gelince folluk aranmamalı. Kuraklık ve don olayı bugün itibari bir gerçektir. Seçim bitmiştir artık gerçek gündeme geçilmelidir” şeklinde uyarıda bulundu.
Gül, tarım sektörünün Türkiye ve Çorum için hayati öneme sahip bir sektör olduğunu ifade etti. Tarımın her türlü doğa olaylarına açık, üstü açık geniş bir fabrika olduğuna işaret eden Necati Gül, “Bu nedenle ulusal bir strateji çerçevesinde uzun vadeli, istikrarlı, günlük siyasi kaygılardan uzak, bilimsel verilerin ışığında ve sektörün omurgasını oluşturan üreticilerin ve örgütlerinin önerilerinin dikkate alındığı geniş tabanlı ortak bir görüş çerçevesinde oluşacak politikalar çerçevesinde yönetilmesi gereken bir sektördür” dedi.
Tarımın sorunlarının büyük bir kısmının, kısa dönem içinde mucizevi yöntemlerle çözülecek kadar basit olmadığına vurgu yapan Necati Gül, kısa dönem içinde çözülecek olanlarının da olduğunu, ancak bu çözümlerinde dikkatli şekilde, sektördeki dengeler çerçevesinde, öncelikle geniş kitlelerden oluşan üreticilerin menfaatleri dikkate alınarak yapılamasında yarar olacağını vurguladı.
Necati Gül, yaptığı yazılı açıklamada düşüncelerini şöyle dile getirdi:
“Bu dengelerin dikkate alınmadığı; tarımdaki sorunların çözüleceğini ve tarımın kara delik olmaktan çıkacağını öngörüsünü de taşıyan 1980 sonrasında izlenen ve 2000 li yıllarda hızla uygulanmaya başlayan politikalar ve sonuçları ortadadır. Bugün içinde bulunduğumuz sorunlar bugünün değil, uzun yıllarca uygulanmaya çalışılan ekonomik politikasının bir sonucudur.
Milli Gelirden en az payı alan tarımdan geçimini sağlayan kırsal kesim insanıdır. Tarımın sorunlarının çözümsüzlüğü kırsal kesimdeki insanlarımızı şehrin varoşlarına, tarım işçisi olan Anadolu’nun yollarına, iş bulmak için iş kuyruklarına, aş için vakıf kapılarına koşar duruma gelmiştir.
Yaşadığımız sosyal ve ekonomik sıkıntıların temelinde tarımsal sorunların yol açtığı problemler yatmaktadır. Sorunların çözümü için karar verenler sektörün taraflarını bir tarafa bırakarak veya sektördeki sadece bir menfaat grubunu dikkate alarak düşünmüşler ve bu düşünce çerçevesinde politikalar üretmişlerdir.
Gerekirse ihtiyaç duyulan bölgelerde devlete ait fabrikalar yeniden açılmalıdır. Ülke genelinde üretici STK’larının, sanayi ve ticaret içinde etkin olmalarının önünü açacak politikalar oluşturulmalıdır. Bugüne kadar tek taraflı oluşan rekabet dengeleri bir tarafa bırakılarak iç piyasa dengeleri dikkate alınmalı ve üretici menfaatlerini dikkate alan dengeler kurulmalıdır. Haksız rekabetin oluşmasında şimdiki uygulanan piyasa düzeni olduğu, göz ardı edilmemelidir. Para sahiplerinin istediği zayıf devlet yapısı yerine; güçlü ve denetleyici devlet yapısı yeniden oluşturulmalıdır.
Uygulanacak tarım politikasına; aracı CEO’larının gözleri ile değil, üreticilerin; tarlalarından, bahçelerinden ve ürün satmak için bekledikleri hal ve pazarlardan bakılmalıdır.
Tarımın sorunu ülkemizin temel sorunudur. Tarımın sorunları çözülmeden ülkenin sorunlarının çözümü hayaldir.
Ayrıca ülkemizde olduğu gibi ilimizde de bu yıl tarımsal kuraklığın ardından hava sıcaklığının son iki gündür gece sıfırın altına düşmesi nedeni ile çiçek açan ve hatta tomurcuklanan meyve ağaçları zarar gördü. Kuraklığa bağlı olarak verimlerde beklenen azalmaya birde soğuk eklenince ümitler şimdiden tükendi. 2007 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen kuraklık eylem planı yıl geçince unutuldu. O günden bu yana ne yazık ki elle tutulur gözle görülür bir adım atılmadı. Eldeki veriler tarımsal kuraklığı işaret etmesine rağmen hala bir adım atılmıyor ve bununla ilgili görünür bir çabada yok. 2014 hasat dönemi için tehlike çanlarının sesleri ne yazık ki duyulmaya başladı. Bunu için yapılması gerekenler şimdiden planlanıp en kısa zamanda uygulamaya konulmalı. Zamanı gelince folluk aranmamalı. Kuraklık ve don olayı bugün itibari bir gerçektir. Seçim bitmiştir artık gerçek gündeme geçilmelidir.”