Son Güncelleme: 10 Ocak 2017 12:25 Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Gül, 10 Ocak 1846 tarihinde Mekteb-i Zirai Şahane’nin kurulmasıyla tarımsal eğitim-öğretim alanında atılan ilk adımın tarımsal faaliyet alanı içindeki tüm unsurların çabalarıyla günümüzdeki düzeyine ulaştığını ifade etti. Tarımsal öğretimde en temel sorunun kaliteli elemanlar yetiştirememekten kaynaklandığını ifade eden Necati Gül, bunun en önemli sebeplerinden birisinin fakülte ve alınan öğrenci sayılarındaki aşırı artışlar ve lisans seviyesindeki bölümleşmeler olduğunu kaydetti. Necati Gül açıklamasında şöyle dedi: “Türkiye’de tarımsal öğretimin 171 yılı aşkın bir süredir devam etmekte olması, tarımsal öğretimin verimli bir şekilde değerlendirildiği anlamına ne yazık ki gelmemektedir. Tarımsal öğretimde en temel sorun, şüphesiz kaliteli elemanlar yetiştirememekten kaynaklanmaktadır. Bunun en önemli sebeplerinden biri fakülte ve alınan öğrenci sayılarındaki aşırı artışlar ve lisans seviyesindeki bölümleşmelerdir. Özellikle, 1980’li yıllardan sonra ziraat fakülteleri plansız bir biçimde açılmış ve öğrenci kontenjanları kapasitenin çok üzerinde artırılmıştır. Bunlara karşın, öğretim elemanları aynı oranda artmamış bunun doğal sonucu olarak eğitim kalitesi olmuşuz yönde etkilenmiştir. Örneğin, öğretim üyesi ile öğrenci arasındaki oran batılı ülkelerde 1:10 iken bu oran Türkiye’de 1:25 dolaylarına düşmüştür. Diğer yandan, ziraat fakültelerinden mezun olan ihtiyaç fazlası ziraat mühendisleri issizlik problemi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, bir çok ziraat mühendisini eğitim-öğretim alanlarıyla doğrudan ilgili olmayan iş saha alanına kaymalarına yol açmıştır. Ziraat fakültelerinde lisans seviyesinde branşlaşma, bazı bölümlerden mezun olan ziraat mühendislerinin ilgili diğer meslek grubundaki fakülte mezunları ile rekabetini de hızlandırmıştır. Zootekni ve Su Ürünleri bölümlerinden mezun olanlar veteriner hekimler, Tarım Ekonomisi bölümünden mezun olanlar iktisatçılar, Peyzaj Mimarlığı bölümünden mezun olanlar çevre ve orman mühendisleri, Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümünden mezun olanlar inşaat mühendisleri, Tarım Makineleri bölümünden mezun olanlar Makine mühendisleri ve Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olanlar ise Gıda ve Kimya mühendisleri ile rekabet etmek zorunda kalmışlardır. Oysa, birçok Avrupa ülkesinde ihtiyaca cevap verebilecek sayıda ziraat mühendisi yetiştirilmekte ve onların istihdam alanlarını genişletmek amacı ile lisans seviyesinde bölümlere ayrılma ve branşlaşma sınırlı tutulmaktadır. Her geçen gün gelişen bilimsel ve teknolojik imkanlarla birlikte, dünyada tarımsal üretim, tüketim ve iktisadi dengeler çok çabuk değişmekte ve gelişmektedir. Son yıllarda tarımda rekabet ve sürdürülebilirlik ön plana çıkmış; iklim değişikliği, gıda fiyatlarındaki artış, hızlı nüfus artışı ve küresel ticari ilişkiler dünyada olduğu gibi ülkemizde de tarıma yön veren unsurları oluşturmuştur. Dünya ülkeleri ile rekabet edebilmek için kaynaklarımızı etkin, ekonomik ve verimli kullanarak yeni politikalar üretmek zorundayız. Bu yolda başarıya ulaşmak için iyi yetişmiş kadroya ihtiyacımız vardır. Bu kadro tarım sektörünün talebine cevap verecek ve bilgilerini sahaya aktarabilecek donanımda olmalıdır. Bilginin en değerli sermaye olduğu günümüzde bilim adamlarımız başta olmak üzere Mühendis, Tekniker, Teknisyen ve sektörde faaliyet gösteren tüm paydaşların 10 Ocak “Ziraatçılar Gününü” kutlarım”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.