Son Güncelleme: 20 Şubat 2015 10:27
AK Parti’de uzun süre Kadın Kolları Başkanı olarak görev alan Arife Betül Gülgün, AK Parti Milletvekili Aday Adaylığı’nı, parti merkezinde düzenlediği geniş katılımlı bir toplantıyla açıkladı. Çorum’un artık bir kadın milletvekili için merhaba diyecek olgunlukta olduğuna işaret eden Gülgün, “Kadınların elinin değdiği ve sahip çıktığı davaların güçlendiğine inanan bir partide siyaset yapıyoruz. Kavganın tarafı değil, sevginin tarafıyız.” dedi.
AK Parti’ye hizmet sürecinde kimi zaman haksızlıklarla yüzyüze kaldığına vurgu yapan AK Parti Çorum Milletvekili Arife Betül Gülgün, hiç bir sebeple partisinden ayrı kalmadığını ve her ortamda hizmet etmeye devam ettiğini söyledi.
Özellikle bayanların çoğunlukta olduğu salonda, bayanlar sık sık alkışlarıyla Gülgün’e destek verdi. Her sözünde insanların gönlünde yer tutmanın önemine işaret eden AK Parti Çorum Milletvekili Aday Adayı Arife Betül Gülgün, açıklamasını şöyle devam ettirdi; “Bize sabrın, bize sebatın değerini öğrettiği için ülkesine hizmet edenlerle yol yürüttüğü için, hizmet aşkı verdiği için, aramızdaki bu muhabbet için, yol arkadaşlığınız, vefanız için Rabbime sonsuz hamd ediyorum.
Hizmet sevdalısı bir liderin, Çorum’daki takipçilerinden biri olarak 2001 yılında kurucu başkan olarak hizmet yarışına dahil oldum. Çok kapılardan kovuldum, zorlandım ama yılmadım, eğilmedim, bükülmedim yoluma devam ettim. Çünkü biliyordum büyük çınarlar fırtınalı ormanlarda yetişirdi. “Elimin hamuru ile yüreğimin sevgisi ile ve gücü ile yol arkadaşlarımla yoluma devam ettim. Beni bağrınıza bastığınız için Allah’ıma hamd ediyorum.
14 Ağustos 2001’den bu güne kadar bu teşkilatlarda görev almış, her kademesinde görev yapmış ve emeğe değer katan tüm gönüldaşlarımıza ve ahirette intikal etmiş tüm abla, abi ve kardeşlerimize Rabbimden rahmet diliyorum. Kısaca emek harcayan, tüm hanım kardeşlerime, tüm genç kardeşlerime, ana kademedeki teşkilatlarda görev alan tüm gönül dostlarına onlara dua edenleri Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
Bizler Anadolu’nun ötelenmiş çocuklarıyız. Kökü mazide olan atinin mensuplarıyız. Bizler öyle bir kaynaktan, öyle bir çeşmeden besleniyoruz ki buradan Hoca Ahmet Yesevi’nin öğütleri akıyor, Şeyh Edebali’nin nasihatleri damlıyor, Yunus Emre, Mevlana, Halid-ı Bağdadi, Fuzuli, Necip Fazıl, Mehmet Akif, bir tarafta Hayme Ana, Halime Çavuş, Nane Hatun’un emeği ve duası akıyor. Biz bu çeşmeden gönül dünyasını besleyen hesabi değil hasbi bir şekilde yola çıkan minnet duygusunu da emeğe saygıyı da, vefayı da büyüğe hürmeti, küçüğe merhameti sevgiyi de bilen, kavganın değil sevginin tarafı olan insanlarız.
“Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek/ İşte çiğnetti namusunu çiğnetmeyecek/ Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar/O rüku olmasa dünyada eğilmez başlar” diyen Akif’in dizelerindeki gibi dikleşmeden dik duran, “ya muzaffer olurum, ya şehit olur cennet girerim” diyerek bize yol çizen atalarımız gibi bu zorlu ve veballi göreve talip oluyoruz. Şu kardeşiniz dava adamlığının ne olduğunu bedeller ödeyerek yaşaya yaşaya öğrendi.
Bütün kalbim ve samimiyetimle ifade ediyorum ki, şahsım sizin rızanıza talip, duanıza talip, sevginize talip, ihtiyacınız olduğunuzda sesinize ses, elinize uzanan el olmaya, vekiliniz değil, hizmetkarınız olmaya talibim inşallah. Yolumuz bir, duamız bir, evimiz yuvamız bir. Ben Çorum’da doğdum. Çorum’da okudum, Çorum’da doydum, emr-i hak vaki olduğunda da bu topraklarda gömülmeyi arzu ediyorum.
Kırmızı çizgileri olan bir kardeşinizim. Başörtüsü mağduru bir kardeşinizim. Şu anımıza bu sebeple çok şükrediyorum. Bu günlere kolay gelmedik. Miras yedi olmamak için bugün dünden daha çok çalışmalı ve gayret etmeliyiz.
Osmancık İmam Hatip Lisesi’ni derece ile bitirdiğimde katsayı zulmü yaşadım. Tarih Bölümü’ne girdim. Tercih özgürlüğümüz sınırlandı. Okurken örtümüzden horlandık. Bitirdik çalışma hayatına alınmadık. Yılmadım, yıkılmadım. Çünkü bizler helal lokmanın gücü ile büyüdük. Sizden biri olarak bir memurun kızı, bir memurun eşi, bir işçinin geliniyim. Çorum’a ne yapabilir ne katabilir diyenlere öncelikle diyorum ki Ankara’da siz olmaya, sorunlarınız için çalışmaya, telefon ettiğinizde açan, yanınızda olmaya çalışan bir kardeşiniz olmaya talepkârım diyorum. Tepeden bakmayan, üstten konuşmayan, ayrımcılık yapmadan memleketimin her köşesine hizmet etmeye söz veriyorum. Kadın olmak zorduk. Siyasetçi kadın olmak daha zordur. Bu alanda ismi, cismi ile kabul görmek gönüllerde unvan almak daha zordur. Kapı kapı gezen, tüm yerel dinamiklerle çalışan, her yöresini, mahallesin, ilçe belde ve köyünü bilen bu kardeşiniz yolu olmayana yol, öğretmeni olmayana öğretmen bulmak için çabalayacak. Çorum artık bir kadın milletvekili için merhaba diyecek olgunluktadır. Kadınların elinin değdiği ve sahip çıktığı davaların güçlendiğine inanan bir partide siyaset yapıyoruz.
Pozitif ayrımcılığın mimarıyız, kadının olmadığı siyaset eksik ve yetersiz dediği bir partide siyaset yapıyoruz. Bizler bu karara binaen yola çıktık. İnşallah biz talep ediyoruz. Rabbim de nasip eder. Bizler hepimiz birer Tayyip Erdoğan’ız diye yola çıktık. Korkutma, ayrımcılık ve fırsatçılık bir siyaset yöntemi olmaktan çıksın. Türkiye, çok önemli bir süreçten geçmektedir. Bir tarafta çözüm süreci, bir tarafta paralelle mücadele var. Hak ile batılın, iyi ile kötünün ayrışması çok için çok ciddi bir çalışmaya ihtiyaç var. Vatan bizim için kutsal, ona uzanan her el bize namusumuza, rızkımıza ve ailemize uzanmış sayarız. Ben bu göreve talip olurken ulaşılabilir bir vekil olmayı, sorunlarınızı sorunumuz bilemeyi amaç edinerek yola çıkıyorum. Ya Allah ya bismillah deyip yola çıkıyor, kendimi önce Rabbime sonra size emanet ediyorum. Gününüz, yarınınız aydınlık ve açık olsun.”