Son Güncelleme: 3 Kasım 2015 16:06 Eğitim İş Eğitim Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Başkanı Veli Demir Umut Radyo’da yayınlanan “Haber Arkası” programına stüdyo konuğu oldu…
Uğur Çınar’ın hazırlayıp sunduğu programda Veli Demir, 2003 yılından bugüne Milli Eğitimde 5 bakanla birlikte 11 yeni uygulamanın da değiştiğini belirterek, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı bu şekilde Cumhuriyetin fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür kuşakları olarak yetiştirmenin güç olacağına dikkat çekti. “Türkiye’deki öğretmenler Avrupa’ daki meslektaşlarına göre 150 saat fazla çalışmaktadır. Türkiye’deki öğretmen ortalama 10 bin dolar alırken Avrupa’ daki meslektaşları 45 bin dolar alıyor”diyen Eğitim İş Genel Başkanı Demir, “Elbette ki her şey para değildir. Ama öğretmenimize hak ettiği değer hakkaniyet ölçüsünde mutlaka verilmelidir” şeklinde konuştu. Veli Demir konuşmasında şunları söyledi. “1 Kasım 1928 tarihinde Harf devriminin yapıldığı o günlerde ilk Maarif Vekillerinden Mustafa Necati her yere telgraflar çeker. ‘Öğretmenleri istasyonlarda güzel karşılayın. Çiçekler takdim edin‘ der. O dönem bir vali ile öğretmen tartıştığında, Mustafa Kemal Vali’nin yerini değiştirir. Bir gün mecliste mebus maaşları belirlenirken, ‘Aman ha! Muallimlerin maaşı geçilmesin.’ denilirken şimdi sayın yöneticiler öğretmenlerin sürekli tatil yaptığını ve yan gelip yattığını söylüyor. Bu yanlıştır. Çünkü Türkiye’ deki öğretmenler Avrupa’ daki meslektaşlarına göre 150 saat fazla çalışmaktadır. Kaldı ki öğretmenin mesaisi okulla sınırlı değildir. Eve gidince de öğretmen yoksul kimsesiz ve başarısız çocukların sorunlarıyla ilgilenmeye devam etmektedir. Türkiye’ deki öğretmen ortalama 10 bin dolar alırken Avrupa ‘daki meslektaşlarımız 45 bin dolar alıyor. Elbette ki her şey para değildir. Ama öğretmenimize hak ettiği değer verilmelidir. Top seslerinin Ankara’ dan işitildiği o çileli günlerde düşman Polatlı’ ya dayanmış. Hatta TBMM’nin Kayseri ye taşınması tartışılırken Mustafa Kemal, cephedeki görevini bırakıp Ankara‘daki Muallimler Kongresine katılıyor. Burada önümüzdeki süreçteki eğitim sisteminin prensiplerine ilişkin öngörülerini dile getiriyor. Eğitimin ulusal, karma, bilimsel, laik ve kamusal olacağına yönelik işaretler veriyor. Şimdi ise öğretmeni dışlayan, itibarsızlaştıran öğretmenin yan gelip yatarak tatil yaptığını söyleyen bir anlayış hakim..”