Son Güncelleme: 27 Şubat 2017 16:02 Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Çorum İl Başkanı M. Yavuz Ünlü, Hocalı katliamının 20. yüzyılın en kanlı ve en alçakça yürütülen soykırımı olduğunu belirterek, “Hocalı’yı unutmak insanlık onurunu kaybetmek demektir, Hocalı’yı unutmak gözü yaşlı bir halkın çığlığını duymamak demektir. Hocalı’yı unutmak Mehmet Baydar’ı, Bahadır Demir’i, Neslihan Özmen’i unutmak demektir” dedi. Azerbaycan resmi makamlarınca verilen bilgiye göre bu kahpe saldırıda; 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere toplam 613 kişinin katledildiğini, katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulurken 1275 kişinin rehin alındığını, 150 kişinin ise kayıp olduğunu ifade eder Ünlü, “bütün dünya kör bütün vicdanlar sağır olsa da, bütün lobiler, bütün karanlık güçler Ermeni cellâtlarından yana taraf olduğun belirtse de Milliyetçi Ülkücü Hareket sarsılmaz iradesiyle daima Azerbaycan’daki soydaşlarının yanında durmuştur, durmaya da devam edecektir” ifadesini kullandı. Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Çorum İl Başkanı M. Yavuz Ünlü açıklamasında şöyle dedi: “1992 yılı 25 Şubat’ını 26 Şubat’a bağlayan gece, tarih 20. yüzyılın en kanlı ve en alçakça yürütülen soykırımına şahit olmuştur. Dağlık Karabağ bölgesinin stratejik olarak en önemli noktalarından biri olan Hocalı Kasabası Ermeni canilerinin hedefi haline gelmiş, aylarca abluka altında tutulan kasabada elektrik ve gaz sıkıntısı baş göstermiş, karadan ve havadan ulaşım imkânı kalmadığı için halk insani ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. İşgalden önce 936 km2’lik yüzölçümüne ve yaklaşık olarak 11 bin kişilik bir nüfusa sahip olan Hocalı kasabası 26 Şubat 1992 yılında Ermeni canilerin saldırısına uğramış ve kasaba tamamen yok edilmiştir. Soykırımın yaşandığı gece Azerbaycan Silahlı kuvvetlerinden yardım alamayan Hocalı, Ermeniler tarafından üç yönden kuşatılmış, helikopterler ve ağır silahlarla bombardımana tabi tutulmuştur. Ağır bombardımandan sonra bölgedeki 366. Rus alayının da desteğiyle kasabanın giriş çıkışları kapatılmış ve gözü dönmüş caniler şehre girerek çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden yüzlerce insanı katletmişlerdir. Azerbaycan resmi makamlarınca verilen bilgiye göre bu kahpe saldırıda; 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’ten fazlası yaşlı olmak üzere toplam 613 kişi katledilmiştir. Ayrıca katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuş, 1275 kişi rehin alınmış ve 150 kişinin de kayıp olduğu bildirilmiştir. Cesetler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, kulaklarının, burunlarının kesildiği görülmüştür. Bu canavarlıktan hamile kadınlar ve çocuklar dahi payını almış, tahammül sınırlarını zorlayan işkencelere maruz kalarak can vermişlerdir. 20. yüzyılın sonlarında, bütün dünyanın gözleri önünde işlenen bu kanlı cinayet ve soykırımın müsebbipleri hak ettikleri cezayı görmemiş, kamuoyunun vicdanı rahatlamamıştır. Karabağ yıllardan beri hala Ermenilerin işgali altında, Türklüğün bağrına saplanan bir hançer, gözüne sokulan bir mil gibi gözümüzün önünde durmaktadır. Yerlerinden yurtlarından sürülen soydaşlarımız hala vatan hasretiyle yanıp kavrulmaktadır. Karabağ’dan Türk izi silinmek, Türkiye ile Türk Dünyası arasında doğal bir set oluşturulmak istenmektedir. Ancak şunu herkes iyi bilmelidir ki; bütün dünya kör bütün vicdanlar sağır olsa da, bütün lobiler, bütün karanlık güçler Ermeni cellâtlarından yana taraf olduğun belirtse de Milliyetçi Ülkücü Hareket sarsılmaz iradesiyle daima Azerbaycan’daki soydaşlarının yanında durmuştur, durmaya da devam edecektir. Hocalı’yı unutmak insanlık onurunu kaybetmek demektir, Hocalı’yı unutmak gözü yaşlı bir halkın çığlığını duymamak demektir. Hocalı’yı unutmak Mehmet Baydar’ı, Bahadır Demir’i, Neslihan Özmen’i unutmak demektir. Bu acı olayın yıldönümünde, Hocalı şehitlerine ve bütün şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyor, onları minnetle yad ediyorum”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.