Son Güncelleme: 5 Nisan 2014 18:54 Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, yerel seçimler öncesinde yaşananların altında cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yattığını belirterek,kavgaların temel nedeninin cumhurbaşkanlığı seçiminde milletin kafasını karıştırmak ve milletin akordunu bozmak olduğunu söyledi.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Çorum Şubesi’nin 1. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas, Ağustos ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 30 Mart seçimlerine ilişkin açıklamada bulundu.
30 Mart seçimlerinin Türkiye’nin yapacağı en önemli seçimin alt yapısının oluşturduğunu dile getiren Kafkas, “Birileri önümüzdeki günlerde yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini akamete uğratmak, ‘kimin belediyenin başkanlığını önleyelim, kim belediye başkanı olsundan’ daha çok cumhurbaşkanlığı seçiminde millet gibi düşünen, millet gibi yaşayan, millet gibi hareket eden, milletin değerleriyle aynı istikamette koşan bir cumhurbaşkanın seçileceği bu seçimde milletin kafasını karıştırmak, bu milletin akordunu bozmak içindi bu kavgaların temel nedeni. Ama millet bu oyunu bozdu” dedi.
Şimdi yeni bir Türkiye’nin önünün açıldığını ve yeni Türkiye’nin liderini seçme imkanının millete verildiğini dile getiren Bakan Yardımcısı Kafkas, milletin kendisiyle yürüyecek ve 3 bin yılın başında dünyada Türkiye’yi layık olduğu yere taşıyacak onurlu bir yürüyüşe başlayacağını belirtti.
Bu onurlu yürüyüşü seçtiği Cumhurbaşkanı ile gerçekleştireceğini vurgulayan Kafkas, bu yüzden tüm bu kavgaların altında yatan nedenin bu olduğunu ifade etti. Bu kavgaları yerel seçimlerin dezavantajına rağmen milletin aştığını dile getiren Kafkas, “Tam bu noktada arsızlığa da tanık oluyoruz. Nasıl bir yarışsa hiç mağlubu yok. Herkes galip. Matematiğin bittiği yeri yaşıyorsunuz. Zaten matematiğin bilinse adam hayatı boyunca muhalefette kalmak için siyaset yapmaz. Matematik başarmaktır. Başarmaya göre kendini kodlamıyorsanız matematik, matematik olmaktan başka ne işe yarar. Millet Türkiye’nin önüne açtı” diye konuştu.
30 Mart’ta Türkiye bir kez daha kendisiyle inatlaşmanın mümkün olmadığını, bütün oyunları bozacak kararlılığı gösterdiğini dile getiren Kafkas, bu seçimde yüzde 45’in üzerinde oy almanın çok anlamlı ve önemli olduğunu dile getirdi.
Seçimlerin genel seçim atmosferinde gerçekleştiğinde AK Parti’nin daha fazla oy alma imkanına sahip olduğunu anlatan Kafkas, “AK Parti’nin yerel değil de genel seçim atmosferinde olsaydı bir önceki genel seçimde aldığından daha fazla oy alma imkanına sahipti. Yerel seçimlerin dinamikleri daha fazladır. Bakıyorsunuz bir arkadaşımız başkan seçildiği gün mazbatasını alırken istifa ediyor partisinden. Niye iç dinamiklerde bir arıza çıkmış yada başka bir neden olmuş. Kendisini ifade etmeyen yada kendisini temsil etmeyen bir parti ile seçilmek zorunda kalmış. Seçildiği günde o prangalardan kurtuluyor. Demek ki AK Parti’nin oyu bunu yatmıyor. Yüzde 46’lık oy oranı AK Parti’nin Türkiye’nin oy oranını yansıtmıyor. Şimdi biz hep beraber o istifa eden arkadaşımıza diyoruz ki kendisinin de ifadelerine baktığımız zaman ‘ben AK Partiliyim’ diyor. Yani bu arkadaşımıza verilen oylar yazık oldu,şey oldu. Karşıda vicdanen de rahatsızım diyor. Ak Parti’nin karşısında bir seçim duruşu sergilemek zorunda kaldığım için. O nedenle yerel dinamiklere baktığınız zaman bundan önceki seçimden genel seçimden daha yüksek oy çıktı.
Tarihin en önemli kriz noktalarından birisini yaşadığımız bugünlerde çıktı” ifadelerini kullandı.
30 Mart yerel seçimlerinin farklı fikirlerin tartışıldığı zemin olmaktan çıkıp, birilerinin birilerini imha etme planına dönüştüğünü anlatan Kafkas, “Bugünlerde siyasette insanların taraf olursunuz karşıt olursunuz bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Her birimiz aynı düşünmeyeceğiz farklı düşüneceğiz. Farklı düşüncelerimizi de tartıştırarak bir zemin bulacağız. Ama bu seçimde Türkiye farklı fikirlerin tartışıldığı bir zemin olmaktan çıktı birilerinin birilerini imha etme planına dönüştü. Birilerinin birileriyle savaş yapma ve birilerini yok etme planına dönüştü. Böyle bir planın karşısında bu oy oranı alındı. Bu başka anlam ifade ediyor. Türkiye büyümeye, istikrara, kendi kodlarından kopmamaya, kendi milli değerlerinden ve milletin emrinden çıkmamaya kararlığını bir kere daha gösterdi. Birileri manüpüle edebiliriz, toplum mühendisliği yapabiliriz dedi. Millete bu hesapları bozmayı başardı. Bundan sonrada başaracaktır. Bu tarihin en büyük saldırısı karşısında birilerinin tartışma platformu yerine bir partiyi, bir hükümeti bir fikri ortadan kaldırmak için eleştirinin ötesinde direk nokta atışı yapıp, o hareketin liderini vurmak gibi çok ağır çok acımasız bir strateji izlemelerine rağmen millet bir kez daha kendi liderine kendi insanına sahip çıktı”
Yaşananlardan sonra herkesin ders çıkartması gerektiğini anlatan Kafkas, “Herkesin çıkartması gereken ders şudur. Birilerinin hesabı olur olur birileriyle, birilerinin kavgası olur birileriyle. Ama kardeşlik hukuku içerisinde olduğumuz bu coğrafya da bu topraklarda doğduğumuz, büyüdüğümüz, daha düne kadar aynı şeyler için ağladığımız, sevindiğimiz, aynı şeylerin tasasını, sevincini birlikte yaşadığımız arkadaşlarımız bir kez daha kendilerini nefis muhasebesi içerisine sokmaları gerektiğini zaruret olarak önümüzde durmaktadır. Birilerinin hesabı, derdi, tasası vardır ama ben Anadolu’daki her bir işadamımızın bu noktada birilerinin bu hesapları noktasında takım taassubu içerisinde olmaktan çıkmalıdırlar. Biz kardeşiz. Ancak kardeşlik bir hukuk gerektiriyor. Kardeşlik dünyanın en haysiyetli ve onurlu kelimesi. Sevgiyi en güzel ifaden eden kelimesi. Bu kelimenin içini doldurmak ona göre davranıyor olmamız lazım. Kardeşlik hukukumuzu bozan, bizi başka yerlere telkin edenlere takılmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.