Son Güncelleme: 28 Kasım 2014 09:29 DİSK’e bağlı Emekli-Sen Çorum Şubesi üyeleri, sağlık sistemini protesto etti.
Emekli-Sen Üyeleri, Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde kitlesel basın açıklaması düzenleyerek taleplerini dile getirdi.
Basın açıklamasına; DİSK Emekli-Sen Çorum Şube Başkanı Ömer Sözüdoğru, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Çorum Şube Başkanı Merter Kocatüfek, Tüm Bel-Sen Çorum Şube Başkanı Nevzat Veldet, Eğitim-Sen yöneticileri, bazı siyasiler, sevil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Emekli Sen üyeleri katıldı.
Burada açıklama yapan DİSK Emekli-Sen Çorum Şube Başkanı Ömer Sözüdoğru, Türkiye’de, 1960′lardan itibaren, sosyal devletin hayata geçirilmesi için önemli adımlar atıldığını ve düzenlemeler yapıldığını anlatarak, “Kuşkusuz, bunların başında ülke çapında yaygın bir şekilde kurulan sağlık teşkilatı gelmekteydi” dedi.
AK Parti’nin 2002 yılında iktidar olmasıyla birlikte hızlandırılan sağlıkta dönüşüm programının yürürlüğe girdiği tarihten bu yana sağlık hizmetinin sunumunda ve finansmanında önemli değişiklikler gerçekleştiğini kaydeden Sözüdoğru, “Sağlık sisteminin finansmanın da yaşanan değişiklikle, eskiden tamamı sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanan tedavi ve muayene masraflarının bir kısmının cepten ödemelerle karşılandığı karma bir model getirildi. Bu nedenle, 4 kişilik bir ailenin aylık sağlık harcaması giyim, konut, ısınma gibi harcamaların ardından yüzde 2′yle dördüncü sırada yer almaya başladı. Kuşkusuz vatandaşların belini asıl büken ise sağlık hizmetinden yararlanırken ödemek zorunda kaldıkları katkı-katılım payları ile ilave ücretlerdir” dedi.
“BU BİR SOYGUNDUR”
“Sağlıkta soygun, daha hastaneye gitmeden, randevu alırken başlıyor” diyen Sözüdoğru, açıklamasına şöyle devam etti: “Çünkü randevu almak için aranan Alo 182 Merkezi Randevu Sisteminden randevu alan herkes bu hizmet karşılığında katılım payı ödemektedir.
Randevu alırken, vatandaşın cebinden çıkmaya başlayan para, hastane kapısından içeriye girdikten sonra devam ediyor. Şu anda; ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı, ayakta tedavide sağlanan ilaçlar ve reçeteler için katılım payı, on gün içinde aynı hastalık için yeniden başvurularda ilave ücret, tıbbi malzemede katılım payı, yardımcı üreme yöntemi katılım payı, istisnai sağlık hizmetlerinde ilave ücret, otelcilik hizmetlerinde ilave ücret, özel sağlık kurumlarında %200 fark, öğretim üyesi muayene ve tedavi farkı gibi adlar altında cepten ödemeler yapılmaktadır. Özel hastanelerde, devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde, aile hekimliklerinde yapılan tedavinin faturası eczanelerde tahsil ediliyor, emeklilerin ise aylıklarından kesiliyor.
Eskiden halka en yakın sağlık kurumu olan ve yurttaşlara ücretsiz hizmet veren, Sağlık Ocaklarının kaldırılması ile yerine Aile Hekimliği sistemi getirildi. Kuşkusuz bu dönüşümde vatandaşın cebini ve sağlığını ilgilendiren en kritik değişiklik hastadan katılım payı ve otelcilik hizmeti dışında ücret alınmasının önünü açan ilave ücret alınabilen istisnai sağlık hizmetlerinde gerçekleşti. İstisnai sağlık hizmeti kapsamında tanımlı işlemlerin sayısı arttırıldı. Daha önce 12 kalem olan istisnai sağlık hizmeti sayısı 29 kaleme çıkarıldı. Bu uygulama ile Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli veya protokol imzalamış sağlık kuruluşlarına, kamu-özel farkı gözetmeksizin, her bir işlem için kurumun belirlediği bedelin 3 katma kadar ücret alınmasının yolu açıldı. Böylece sağlık kurumları, hastalardan 100 lira ile 7.500 lira arasında değişen rakamlarla ilave ücret alabilmektedirler.
Kısacası bu yıkım programı ile sağlık bir hak olmaktan çıkarıldı. Sağlığın maliyeti eskisine göre katlandı. Bu artışlar nedeniyle hem devlet harcamaları hem de cepten harcamalar hızla arttı. Sağlığın piyasadan satın alınır hale getirilmesi en çok, sağlıkları bozulmuş olan biz emeklileri vurmaktadır. Bu nedenle Emekli-Sen olarak bugün hastaneler önünde eylemdeyiz.
Ayrıca, 12-27 Aralık tarihleri arasında sağlıkta cepten ödemelere son verilmesi talebiyle, Türkiye çapında bir imza kampanyası yürüteceğiz, imza kampanyasında toplanan imzalar 5 Ocak 2015 tarihinde, Şube ve Temsilciliklerimiz tarafından yapılacak basın açıklamalarıyla Sağlık Bakanlığına ulaştırılmak üzere, Sağlık İI ve ilçe Müdürlüklerine teslim edilecektir.
Başta emekliler olmak üzere tüm yurttaşları, sağlık hakkının gasp edilmesi ve sermayeye kaynak aktarılması üzerine kurulu dönüşüm programı ile sağlık hakkının gasp edilmesine karşı çıkmaya ve bunun için yapacağımız eylem ve etkinliklere katılarak bizlere destek vermeye çağırıyoruz.”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.