Son Güncelleme: 10 Aralık 2014 10:30

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan’ın katılımıyla “Köy Gerçekliği Bağlamında Köy Romanı” konulu bir konferans gerçekleştirildi.
Öğrenci, öğretmen, akademisyen ve konuya ilgi duyan çeşitli meslek dallarından kişilerin yoğun ilgi gösterdiği konferans öncesinde Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Rektör Prof. Dr. Reha Metin Alkan’ı makamında ziyaret etti ve davetten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Alkan, ise üniversiteler arasında fayda sağlayacak her türlü iş birliğinin önemine değinerek Prof. Dr. Kaplan’ın bir konferans nedeniyle Üniversitemizde bulunuyor olmasından büyük bir mutluluk duyduğunu belirtti. Prof. Dr. Ramazan Kaplan’ın makam ziyareti sırasında Hitit Üniversitesini ziyarete gelen Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen ve Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Rüştü Karaman da kendisine eşlik ettiler.
Prof. Dr. Ramazan Kaplan, köy romanı konusunda bir tez hazırladığını, fikrin hocası Prof. Dr. Kenan Akyüz’e ait olduğunu ve bu kapsamda 90’dan fazla roman okuyarak tezini yazabildiğini açıklayarak konferansına başladı. Türk edebiyatında Ahmet Mithat Efendi’den Cumhuriyet’e kadar geçen sürede çeşitli köy içerikli roman ve hikâyeler yazıldığını, özellikle Refik Halit Karay’ın köyü anlatma anlayışının ve üslubunun önemli ve farklı olduğunu vurgulayarak sözlerine devam etti. Eğer Cumhuriyet yıllarında Refik Halit Karay’ın çizgisi sürdürülseydi köy romanının çok farklı ve daha iyi yerlerde olabileceği fikrini paylaşan Prof. Dr. Kaplan, Cumhuriyet yıllarında köy romancılığının tam olarak anlaşılamadığını ve doğru şekillenmediğini savundu. Bu bağlamda köy gerçekliği derken insanın unutulduğunu belirtti.
Prof. Dr. Kaplan edebiyatın toplumu anlatırken bireyi de ihmal etmemesi gerektiği üzerinde durduğu konuşmasında edebiyatın kendine has dili ve estetik değerleriyle başlı başına bir olgu olduğunu bu sebeple insanı ilgilendiren hırs, aşk, nefret, merhamet gibi evrensel duygu ve düşüncelere yer veren eserlerin kalıcılığı yakaladığının altını çizdi.