Son Güncelleme: 6 Aralık 2014 09:04
Ülkü Ocakları İl Başkanı Ahmet Hattab İmal, resmi verilere göre son 70 yılda Türkiye’de maden kazalarında üç binden fazla insanın hayatını kaybettiğini belirterek, “Bu acı tablo bizi, ölümlü maden kazalarında dünyada ilk sıraya oturtmuştur” dedi.
Maden kazalarının önüne geçilmesi amacıyla ülkücü gençler, taktıkları maske ve yaktıkları mumlarla madencilerin sesi olmaya çalıştı.
“Madenciler Günü” nedeniyle Ülkü Ocakları il binası önünde ülkücü gençlerin de katılımı ile basın açıklaması yapan Ülkü Ocakları Çorum İl Başkanı Ahmet Hattab İmal, tüm dünyada “Madenciler Günü” kutlandığını ancak özellikle son bir yıl içinde Soma ve Ermenek’te yaşanan iki büyük felaket nedeniyle kutlama yerine “yas” havasının hakim olduğunu söyledi.
Anadolu’da madencilik sektörünün ve madencilerin çalışma koşullarının içler acısı bir durumda olduğunu kaydeden İmal, teknolojinin gelişmesine paralel olarak madenlerin daha güvenli hale getirilmesi beklenirken, Türkiye’de son dönemde maden facialarında büyük bir artışın gözlenmekte olduğuna dikkat çekti.
Meselenin teknoloji veya imkanla değil, insan hayatına verilen önemle alakalı olduğunu ifade eden İmal, “Madenciliğin devlet eliyle yapılmasının yerine tamamına yakının özel sektöre devredilmesi, bununla birlikte denetimlerin de yetersiz olmasının bedelini işçi kardeşlerimiz canlarıyla ödemektedir. Maden sektöründe faaliyet gösteren şirketler, işçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini ihlal etmekte, kurmaları gereken yaşam odaları ve güvenli çalışma alanlarını “maliyeti düşürmek” adına göz ardı etmektedirler” diye konuştu.
İmal, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: “Dünya’nın her yerinde maden kazaları ve yaşanan can kayıpları asgari düzeye indirilmişken ülkemizde aksinin yaşanmasının temel gerekçesi bu şirketlerin yönetimi ve denetimi noktasındaki başıboşluktur.
Cumhurbaşkanı başta olmak üzere devletin yetkili organlarına ve siyasi iktidarın temsilcilerine hatırlatmak isteriz ki; Türk Milleti, “İşçilerin hakkının alın teri kurumadan veriniz” diyen yüce bir Peygamberin ümmetidir. Kömürün isini alın teriyle temizleyen maden emekçilerinin uğradığı haksızlığın temel etkeni olan taşeronluk sistemi, kamu faydası yerine yandaş faydası gözetilerek yapılan özelleştirmeler ve ihaleler doğrudan doğruya Allah’ın emirleriyle ve Peygamberin ölçüsüyle ters düşmektedir.
Maden işçileri modern köleye dönüştürülmüş, hakları ellerinden alınmış, yandaş sendikaların karşısında adeta kaderine terk edilerek susturulmaya çalışılmıştır. Hakkını arayan madencilerimiz ise şikayetlerinden vazgeçmeleri için devletinde baskısıyla üç kuruş paraya razı edilmeye çalışılmıştır. Bizler, zalimin karşısında, mazlumun yanında olmayı kendine düstur edinmiş Ülkücü Türk gençleri olarak “Dünya Madenciler Günü” olarak kabul edilen bugünde, yakın bir zamanda kaybetmiş olduğumuz Soma ve Ermenek maden şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, onların emanetleri olan kıymetli ailelerinin her dem yanlarında olacağımızı bir kez daha belirtmek istiyoruz.
Ülkücü hareket olarak hali hazırda maden ocaklarında görev yapmakta olan tüm işçi vatandaşlarımızın da gerekli insani koşullarda çalıştırılmaları için elimizden geleni yapmaktan çekinmeyecek, her fırsat ve koşulda onların haklarını savunmaktan asla geri durmayacağız. Ülkücü hareket olarak sosyal manada sorumluluğumuzu yerine getirmek için tüm vatandaşlarımızı maden facialarının önüne geçilebilmesi, milletimizin bir daha böyle acılar yaşamaması için bizlere destek vermeye, karanlığa ışık tutmaya davet ediyoruz.”