Son Güncelleme: 27 Mart 2014 09:59 Türkiye Kamu-Sen Çorum İl Başkanı ve Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Mahmut Alparslan, okullarda yaşanan şiddet ve öğretmene yönelik tavırların bir an önce son bulmasını istedi.
Türk Eğitim-Sen yönetim kurulu üyeleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Alparslan, “Öğretmen, yapılan baskı ve maruz kaldığı tehdit ve ağır cezalardan dolayı sınıfta ve okulda disiplin unsuru olmaktan çıkmıştır. Okul idaresi ve öğretmen yaptırımını ortadan kaldıran bu anlayış maalesef geleceğimiz ve gençlerimiz için büyük bir tehdittir” dedi.
Okullardaki öğretmenlere yönelik şiddet ve olumsuz tavırları eleştiren Alparslan, Milli Eğitim Bakanlığının uygulamalarının okulları öğretmen ve öğrenciler açısından güvensiz bir ortam haline getirdiğini kaydetti.
Alparslan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Okullarımızda yaşanan şiddet ve öğretmene yönelik tavırlar bir an önce son bulmalıdır. Öğretmene yönelik saldırılara her gün bir yenisi eklenmektedir. Daha önce birçok okulda yaşanan saldırı ve rencide edici veli ve öğrenci tavırları öğretmenleri çalışamaz hale getirmiştir. Büyük bir özveri ve emek harcayarak öğrencilerinin geleceğini inşa etmeye çalışan öğretmenlerimiz maalesef yalnızca 24 Kasımlarda kutlama malzemesi olarak hatırlanmakta, çalışma esasları ve sosyal statüleri her geçen gün daha geriye gitmektedir.
Siyasi iktidar öğretmenlere yönelik hasmane uygulamalar göstermekte, öğretmenler politik arenanın popülizm haline getirilmektedir.
İktidarın akıldan ve bilimden uzak uygulamaları sonucu okullar kontrol edilemez bir hale gelmiştir. Özellikle uygulanan 4+4+4 sistemi ile mahalle ve çevre okulları ortadan kalkmış öğrencilerin sosyal çevre ve veli kontrolü sona ermiştir.
Açıkçası Milli Eğitim Bakanlığının uygulamaları okulları öğretmen ve öğrenciler açısından güvensiz bir ortam haline getirmiştir.
Uygulanan popülist ve politik yaklaşımlar okullarda disiplin yönetmeliğini uygulama imkânı bırakmamıştır.
Zorunlu eğitim anlayışı okuma niyet ve becerisi olmayan öğrencilerle okuma amacı ile okula gelen çalışkan öğrencileri aynı ortamda bir araya getirmekle öğretmen öğrenme beklentisi olan öğrenciye ders anlatmakla problemli öğrenciyi susturmak arasında bocalamaktadır.
Öğretmen yapılan baskı ve maruz kaldığı tehdit ve ağır cezalardan dolayı sınıfta ve okulda disiplin unsuru olmaktan çıkmıştır. Okul idaresi ve öğretmen yaptırımını ortadan kaldıran bu anlayış maalesef geleceğimiz ve gençlerimiz için büyük bir tehdittir.
Öğretmenlerin öğrencisiyle yaşadığı en küçük tartışma ve sorun öğretmen için bir infaz haline gelirken açılan 177 gibi şikayet hatları ve Bimer Başbakanlık iletişim yani şikayet merkezine iletilen her konu öğretmen ve yöneticiler hakkında soruşturmalara neden olmaktadır.
Öğrencisine uyarı amaçlı söylenen bir söz veya en küçük tepki öğrenciye şiddet sınırlarına sokulmakta öğretmenler disipliner yönden en az maaş kesim cezası ile cezalandırılırken bu konu ile ilgili savcılık takibi başlatılmakta neredeyse açılan tüm davalar ceza ile sonuçlanmaktadır.
Bugün bizim tepkimiz yalnızca bir arkadaşımıza karşı oluşan fiili saldırıya değil şiddetin boyutunun okullarda geldiği halidir.
Öğretmenlerimizin nöbet görevi esnasında yaşanan bu olay ortaokullarda bile yaşanan disiplin sorunlarını ortaya koymaktadır. Acaba öğretmene yapılan bu davranışlar öğrenciler arasında hangi boyuttadır.
Devlet Memurları Kanunu’nda 657’de aylıktan kesme 1702 Milli Eğitim temel kanunda maaş kesimi Türk Ceza Kanununun 86. Maddesinde “kasten adam yaralama” eylemine öğrenci olduğu için yarı yarıya artırılması dikkate alındığında 1 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılır hükümleri mevcuttur.
Açıkça ifade ediyoruz ki yukarıdaki hükümler tekrar tanımlanıp fiiller netleşmedikçe öğretmenlerin üzerinde şikâyet ceza ve hapis cezası baskısı devam edecektir.
Bunun için Milli Eğitim Temel Kanunu ve 657 devlet memurları kanununda terbiye amaçlı fiille, kasten yaralama ve devlet memurluğuna yakışmayan hal içeren öğrenciye şiddet fiili yeniden tanımlanmaktadır.
Önümüzdeki günlerde Türk Eğitim-Sen olarak fiiliyata hiçbir getirisi olmayan kanun ve yönetmeliklerde mahiyeti belli olmayan nöbet görevini yerine getirmeyerek bu olayları protesto edeceğiz.
Yetkililerden bir an önce yaşanan bu olumsuzluklara tedbir alınarak yalnızca öğretmenlerin değil başarılı ve uyumlu öğrencilerin eğitim öğretimini engelleyici ve bozucu bu tür olaylara yönelik gerekli inceleme ve tedbirlerin alınmasını bekliyoruz.”
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.