Son Güncelleme: 8 Ekim 2014 11:41 Özgür Eğitim-Sen İl Başkanı Serdal Efe yaptığı açıklama da okulların genel durumunu değerlendirdi.
Efe, Okulların fiziki yetersizliğinin ortada olduğu bu dönemde ikili eğitim uygulamasını anlamak mümkün değildir. İkili eğitim yapılan okullarda dersler sabahçı grup için hava aydınlanmadan başlamakta, öğlenci grup için ise tabir yerindeyse gece yarısında sona ermektedir. Sabahçılar; 07:30/13:10, Öğlenciler; 13:30/19:10 saatleri arasında okulda ders yapmaktalar. 5.6.7.8. sınıf öğrencilerinin içinde bulundukları yaş grupları itibarıyla günde      7 saat kapalı bir sınıf ortamında ders yapmaları doğalarına aykırıdır.
Günde 7 saat aynı sınıfta bulunmak zorunda olan öğrenciler müfredatın dayatması nedeniyle enerjilerini atacak, deşarj olacak imkâna sahip değildir. Okullarda ikili eğitim nedeniyle boş derslik bulunmadığı için derslerinin dışında kalan zamanlarda öğrencilerin okullardan yararlanmaları mümkün değildir. Özellikle ortaokul olarak düzenlenen okullarda en azından spor salonu bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde yağışlı ve soğuk havalarda Beden Eğitimi derslerinin sınıflarda yapılması zorunlu hale gelmektedir.
Okullarda çocukların sosyalleşmesi, kültürel ve sportif yönden kendilerini geliştirmesi mümkün olmadığı için bir süre sonra öğrencilerde agresif tavırlar, okuldan kaçma, okula gelmek istememe gibi davranışlar ortaya çıkmaktadır. Enerjisini atamayan öğrenciler bir süre sonra okulun eşyalarına zarar vermeye başlamakta, hızını alamayanlar arkadaşları üzerinde kuvvet gösterisi yapmakta, daha da kontrolden çıkanlar öğretmenlerine yönelik şiddet hareketlerine başvurmaktadırlar. Bu şartlar içerisinde öğrenciden akademik başarısını artırmasını beklemek hayal görmek gibidir.
Bu yaş grubundaki öğrenciler haftada neden 35 saat ders görür? Bu 35 saat dersin üzerine bu çocuklardan ne beklenebilir ki?
Özellikle ikili eğitim yapan okullarda idarecilerin çilesi hiç bitmez, çoğu günlerde okul idarecileri sabah 7, akşam 8 mesai yapmak zorunda kalmaktadırlar.
İkili eğitim yapmak zorunda olan okullarda bir sınıfta günde 14 saat ders yapılmaktadır. Bu süre içerisinde teneffüslerin çok kısa olması ve öğrenci sayılarındaki aşırı yoğunluk nedeniyle öğrenciler dinlenmeye ve ihtiyaçlarını karşılamaya fırsat bulamadan yeni derse girmek zorunda kalmaktadırlar.
Sabahçı öğrencilerin dersi biter bitmez sınıfların hemen boşaltılması ve temizlenmesi gerekmektedir ki öğlenci öğrenciler derse girebilsin. Sabahçı ve öğlenci öğrencilerin yer değiştirdiği süre o kadar kısadır ki, bırakın sınıflarda temizlik yapmayı, sınıfları havalandırmak bile mümkün olmamakta, öğrenciler sağlıksız ortamlarda ders yapmak zorunda kalmaktadırlar. Aşırı ders yükü nedeniyle öğrenciler 5. Dersten sonra zihinsel olarak dağılmakta, dersler verimsiz ve anlamsız geçmektedir.
Tüm bunların üstüne öğretmenlerin ve idarecilerin sahipsiz kalması, öğrenci ve veli karşısında çaresiz bırakılması okullarda eğitimin önündeki en büyük engeldir. Çünkü bu şartlar altında her fırsatta şikayet edilen öğretmenler ve idareciler üzerlerinde yoğun bir psikolojik baskı hissetmekte ve sorumluluk almak istememektedirler.