Son Güncelleme: 24 Aralık 2014 09:13 Zaman Gazetesi’ne yapılan operasyona tepkiler Çorum’da her geçen gün artıyor.
Adliye önünde toplanan Ufuk Sağlık Sen Çorum Şubesi üyeleri burada kur’an okuyarak gözaltına alınanların serbest kalmasını dilediler.
Grup adına açıklamada bulunan Ufuk Sağlık Sen Çorum Şubesi üyesi Ali Uyanık, Anayasa ve Evrensel Hukukça güvence altına alınan insanların temel hak ve hürriyetlerinin son dönemde keyfi olarak ayaklar altına alınmasının giderek artmaya başladığını söyledi.
Uyanık, “Bir yangın misali giderek toplumu sarmaya başlaması neticesinde; milletimizin birlik ve bütünlüğünün korunması adına Ufuk Sağlık Sen olarak yapılan bu hukuksuzlukların, baskı ve zulümlerin yanlış olduğunu kamuoyuyla paylaşmaya, demokrasi ve özgür basından yana duruşumuzu ortaya koymak için buradayız.
Evrensel hukuk ve Anayasayı hiçe sayılarak alınan keyfi kararlara karşıyız. Siyasetçi yakınlarına yapılan VIP torpiller, kamudaki memurların, suç olmasına rağmen, sendikal ayrımlara maruz bırakılması ve sürgün edilme fobisiyle Kamu memurlarının huzuru kalmamıştır. Her an sürgün edilme psikolojisiyle işini yapamaz hale getirilmişlerdir. Bu baskılar serisiyle nelerin örtbas edildiğini kamu vicdanı çok iyi bilmektedir.
17-25 Aralık’tan bu yana Türkiye’de bir asra yetecek kadar yanlış yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bunları yapan irade öylesine fütursuz ki yaptığı hataları söyleme, sorgulama konumunda olan medya organlarını da susturmak ve sindirmek için her şeyi yapıyor.
Özgür, söyleyen ve sorgulayan medyayı susturmak ve sindirmek için gözaltı dalgası başlatılmıştır. Türkiye’nin en büyük gazetesine ve önemli medya kurumlarına baskınlar yapılarak bu kurumların genel yayın yönetmenleri, yazarları ve sanatçıları polis tarafından gözaltına alınmışlardır. Zaman Gazetesi ve Samanyolu Yayın Grubuna hukuk ve anayasal haklar çiğnenerek siyasi bir darbe yapılmıştır. Bu darbe sadece bu basın organlarına değil, hür akıl ve vicdanlara da yapılmıştır. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü verilerine göre dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke içinde 154. sıraya gerilemiş durumda. Öte yandan kamu çalışanları siyasi görüş ya da etnik kökenlerine göre fişleniyor, ayrımcılığa tabi tutuluyor hakları ellerinden alınıyor.
Hukuk dışı uygulamalar, çoğulcu demokrasi anlayışıymış gibi meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Yapılanlar milleti temsil adına değil, kişisel hesaplaşmalar adına yapılmaya çalışılan, hukuki olmayan siyasi davalara dönüştürülüyor. Bu gidişat, milleti ayrıştıran, farklı düşünce ve fikirleri ötekileştiren, etkileri milletimize ağır faturalar olarak dönebilecek yanlışlardır. Anadolu’muzun tüm insanları arasında hiçbir ayrımcılığa gitmeden, aidiyetlerine bakmadan, herkes için daha fazla demokrasi ve özgürlük istiyoruz. Talebimiz şudur ki; bağımsız yargının, algı operasyonlarına kapılmadan, Cumhuriyetimizin ve Anayasamızın temel değerlerine dayanarak, adaletin bir an önce tecelli ettirilmesidir. Adalet hepimiz için gereklidir. Basın özgürdür susturulamaz. Anayasamız der ki ; “Basın hürdür, sansür edilemez.
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.”
Ufuk Sağlık Sendikası olarak, bu onurlu, haklı, vicdanlı mücadelenin daima arkasında ve yanında olacağız. Üyelerimiz ve aziz milletimizden aldığımız güçle gerçekleri korkmadan söyleyecek ve asla susmayacağız.
Hukukun muhaliflere karşı kullanılan bir silah haline getirildiğine inanmak istemiyoruz. Maalesef günümüzde muktedirler tarafından açıktan hakim ve savcılara tehdit ve emir yağdırılmaktadır. Her şeye rağmen adaleti ve hukuku şiar edilmiş hakim ve savcılarımızın kimseye boyun eğmeden özgürce adaletin tesisi için çalışmalarını bekliyoruz. Çünkü adalet ve hukukun olmadığı bir toplumda demokrasiden, özgürlüklerden ve insan haklarından söz edilemez. Türk yargısına olan inancımız devam etmektedir. Proje olarak kurulan ve verdiği kararlar ile hergün biraz daha tartışılan Sulh Ceza hakimliklerinin verdiği kararlarının bir an önce düzeltilmesini ve suçsuz insanların tekrar özgürlüklerine kavuşmasını bekliyoruz.
Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, insan haklan, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve kuvvetler ayrılığının olmadığı bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sizleri tekrar saygıyla selamlıyor, en içten hürmetlerimi arz ediyorum” dedi.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.