Son Güncelleme: 5 Kasım 2015 09:24 Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Osmancık Şubesi’nin düzenlemiş olduğu Düşünce Seminerlerinin bu haftaki konusu Murat Bardakçı’nın yazmış olduğu Şahbaba isimli kitabı çerçevesinde son Osmanlı Padişahı Vahdettin oldu…
Semineri tarihe merakıyla önde olan Cem Örtün verdi. Kitabın yazılışı hakkında bilgi veren Cem Örtün, Vahdettin’e torunlarının Şahbaba diye hitap ettiklerinden Şahbaba olarak bilinirdi diye konuşmasına başladı. Konuşmasında genel olarak şu konular öne çıktı. Vahdettin Vatan Haini miydi? “Facialara kalkan olamadım ise de; siper sâika (paratoner) vazifesi gördüm” Bütün musibetleri üzerime çektim. Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım. Dinine, devletine, vatanıma ve milletine hıyanet edenlerin aziz Allah’ın kahreden kudretli gücüne hedef olması için yakarıyorum.
Memleketini Niçin Terketti?
Her tarafı istilâ eden inkılâb ve ihtiras içinde karşı koyma yahut baş eğme imkânını bulamadım. Kamuoyuna sükûn ve durumda açıklık belirinceye kadar İstanbul’dan geçici olarak ayrılmaya karar verdim Ve Gerçekler: Elbet bir gün hak kuvvete üstün gelecek ve necip milletimiz hakikatleri öğrenecektir. “…Facialara ve olaylara kalkan olamadım ise de, paratoner vazifesi gördüm. Bütün musibetleri üzerime çektim… Kendimi feda ederek vatanı kurtarmaya çalıştım” (Sultan Mehmet Vahdeddin’in hatıralarından)
90 yıldır tartışılan isim . Yalnız büyüdü yalnız öldü ama asla hain olup ülkesinin zarar görmesini istemedi. Ömrünün son 1275 gününü sürgünde aç sefil geçirdi. Ama gitmeden önceki son akşam tüm mücevherat ve kıymetli eşyaları Topkapı Sarayı’na teslim etti. Kişisel hatalarım ve pişmanlıklarım oldu ama asla vatan haini olmadım demiştir. Mustafa Kemal’le şehzadeliği yıllarından tanışıyor olup” Bu adam bir iş yapacak” deyip Samsun’a en değerli subaylarla beraber gitmesi için ikna edilmiş ve “Paşa vatanı kurtarabilirsin” denmiştir. Atlarını satıp Mustafa Kemal ve arkadaşlarına verir. Defalarca Anadolu’ya geçip Ankara’ya gitmek ister ama Yunan askerinin İstanbul’u işgal etmesi tehdidiyle durdurulur. Ülkeden çıkarken “Kaçmadım hicret ettim der” Yurtdışında San Remo da vefat ettiğinde haberi alan sevenleri gibi alacaklıları da cenazesine hücum etti. Tüm borçları ödeyene kadar cenazesine 1 ay boyunca haciz konuldu. Cenazesini kabul edebilecek özgür bir Müslüman toprağı bulunamadı. Fransızların izniyle himaye altındaki Suriye topraklarında ki Şam’a Suriye askerinin töreniyle defnedildi. Adana’da Sultanın vefat haberini alan Mustafa Kemal Paşa’nın gözleri nemlenir ve ” Dünyanın en namuslu adamı öldü, isteseydi Topkapı’nın bütün cevahirini götürür ve öyle bir ordu kurup geri dönerdi ki ama yapmadı” demiştir. Seminer daha sonra karşılıklı fikir teatisi şeklinde devam edip, vatanımız ve milletimiz için çok çalışmamız gerektiği dilekleriyle bitti.