Son Güncelleme: 5 Mart 2015 14:39 Büro Memur Sen (BES) Çorum Şubesi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle  bayan üyelerin günün kutladı ve , şal ve fular hediye etti.
BES Şube Başkanı Erdoğan Cengiz, günün anlam ve önemine ilişkin şu açıklamalarda bulundu; “Batı Avrupa merkezli Sanayi Devrimi sonrasında kadının çalışma hayatında yer alması ucuz işgücü peşindeki kapitalist anlayış tarafından adeta teşvik edilmiştir. Bugün ise, bir kısmı toplumsal ihtiyaçlardan kaynaklansa bile bir kısmının sosyal pek çok sorunu da beraberinde getirdiği bir kadın işgücü konusu ile karşı karşıyayız.
Kadının çalışma yaşamına girişinin kadın işgücüne yönelik kapitalist bakıştan kaynaklanan olumsuz yönleri nedeniyle, bugün yasal düzenlemeler ve pozitif ayrımcılık vb. uygulamalarla eşitsizliklerin giderilmesine gayret ediliyor.
Toplumun tüm fertlerinin ücretli hale getirilmesinin toplumsal dokuda yol açacağı tahripler yakın zamanda Doğu Bloku ülkelerinde gözlemlenmiştir. Özellikle çocuğun gelişim evrelerinde ihtiyaç duyduğu anne sıcaklığının ona verilmemesi, bunun bakıcılar ya da kreşler gibi soğuk, ruhsuz bazı uygulamalar ile telafi edilmeye çalışılması, uzun vadede toplumsal pek çok soruna neden olacaktır.
Nitekim dağılan aileler, boşanma oranlarının yükselmesi, çocukların ana baba sevgisinden mahrum ortamlarda büyümek zorunda kalmaları, toplum olarak ileride ödeyeceğimiz faturanın konu başlıklarını oluşturuyor. Elbette bu durum kadının çalışma hayatında yeri olmadığı anlamına gelmiyor. Ancak karşılaştığımız sorunlar, toplumun geleceğinin ruh mimarları olan kadınların kendileri için en ideal ortamlarda çalışmalarının sağlanması yönünden herkese çok önemli görevler düştüğünü gösteriyor.
Erkek egemen bir toplumsal düzende, kadının eşitsiz ve rekabetçi bir ortamda ne kadar yıpranacağı, ne kadar mağdur olacağı hiç kimseye meçhul değildir. Nitekim işyerlerinde mobbing vb. olumsuz pek çok olayın mağdurlarının kadın ağırlıklı olması bunun bir göstergesidir.
Bir toplumun en temel kültürel kodlarının anne rolü üzerinden yeni nesillere aktarıldığı gerçeği de, özellikle bizim toplumumuzda kadının ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymaktadır. Hal böyle olunca kadınların erkeklerle eşitsiz ve rekabetçi bir ortama adeta terk edilmesinin ne kadar haksız ve yanlış olduğu ortadadır.
Toplumun yarısını oluşturan kadın nüfusun bir yandan geleneksel rolü ve bir yandan da çalışma hayatının gerektirdikleri nedeniyle yaşamış olduğu sıkıntının erkeklere nazaran daha fazla olduğunu tahmin etmek güç değil.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün asıl amacı, kadınların hayatın her anında karşılaştıkları sorunların çözümü ile ilgili olarak neler yapılabileceğinin topluca tartışılmasıdır. Gerçekten de bugün, kadınlar için insanca bir yaşam ve standart sağlanması amaçlanacaksa bu gerçekten anlamlı bir çaba olacaktır. Ama hemen her konuda olduğu gibi kadınlar söz konusu olduğunda ideolojilerin o acımasız dişlileri çalışmakta ve korunması gereken kadın, kapitalist çarkın dişlileri arasına itilmektedir.

‘Temel sorun insana bakışta’
Kadından ve kadınların haklarından bahsedenlerin bir kısmı maalesef onu toplumsal yaşama katılma adına aileden uzaklaştırmakta, aile değerlerinin yok olmasına neden olmaktadır.
Bizler kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan iki asli parça olduğuna ve ailenin toplumun temel taşı olduğuna inanıyoruz. Bu durumda bu inançtaki insanların aileyi asli konumundan uzaklaştıracak hiçbir çabaya katkı sağlaması söz konusu dahi olamaz. O halde temel sorun sistemin insana bakışı ile alakalıdır. Temel sorun tüketim alışkanlıklarının dayattığı suni yaşam tarzlarıdır. Temel sorun kadın ve erkeğin birbirine rakip olarak konuşlandırılması suretiyle kapitalist çarkların dönmesinin sağlanmasıdır. Ki bu çarklar kadın erkek ayrımı yapmaksızın insanlığı öğütmeyi amaçlamaktadır.
Bu bağlamda kadınların gerek ailenin teşekkülü anlamında ve gerekse de sağlıklı bir toplum oluşturulmasında erkeklerden çok daha önemli bir konumda bulunmaları nedeniyle, çalışma hayatının onların bu asıl ve asli konumlarına halel getirmeyecek, zarar vermeyecek şekilde tanzimi gerekmektedir. Bu tanzim gerekirse çalışma saatlerinin yeniden kadın lehine ayarlanması şeklinde de olabilir, kadınların kendilerini daha rahat ifade edebilecekleri mesleklerde istihdamı şeklinde de olabilir, işyerlerinde inançlardan kaynaklanan engellerin kaldırılması şeklinde de olabilir.
Devletlerin, hükümetlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve çalışma hayatının olmazsa olmazı sendikaların meseleyi bu şekilde ele almaları gerektiği kanaatiyle, çalışma hayatındaki kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz.”