Son Güncelleme: 13 Mart 2014 17:16 Türk Sağlık-Sen tarafından bugün tüm yurtta olduğu gibi Çorum’da da gerçekleştirilen eylemde sağlık çalışanlarının sorunları ve talepleri dile getirildi.
Hitit Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bahçesinde bir araya gelen sağlık çalışanları ‘Hak hukuk dediniz, haklarımızı yediniz’, ‘Sağlığa uzanan eller kırılsın’, ‘Baskı devleti değil, hukuk devleti istiyoruz’ gibi sloganlar atarak, sağlık çalışanlarının sorunlarının biran önce giderilmesini talep ettiler.
Topluluk adına bir konuşma yapan Türk Sağlık-Sen Çorum Şubesi Başkanı M. Fatih Gök, 14 Martı bir bayram gibi karşılamak ve kutlamak istediklerini fakat bunun mümkün olmadığını ifade ederek, “Ama iktidar ve bürokrasinin yandaş sendikayı da yanlarına alarak kurdukları şer üçgeni sağlık çalışanlarında bayram kutlayacak hal bırakmadı” dedi.
“İşine geldi mi bir gecede kanun çıkartan, TBMM’yi torba yasa üretim merkezine çeviren iktidar, mevzu sağlık çalışanları olunca bugüne kadar kılını bile kıpırdatmadı” diyen Gök, hükümetin çalışanların istediği düzenlemeleri yapmadığından dert yandı.
“2013’ün ocak ayında yeni bir bakan göreve başladı. Ama o da eskisini artmadı. Çalışan hakkını hukukunu gündeme getirmedi” diyen Gök, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da sağlık çalışanın sorunlarına kulak tıkadığını ileri sürdü.
Bürokratların çalışanlara ‘nasıl baskı yaparızın’ derdinde olduğunu öne süren Gök, “Siyasetçilerle birlikte ayrımcılık yaptılar. Ötekileştirmeler yaşandı. Çalışanlar mağdur edildi. Sözleşmeli yöneticilikle idareciler esir alındı. Uygulamalarda meleklerin cinsiyetini tartışan Bizans saraylarına rahmet okutuldu. Örneğin başka bir sıkıntı yokmuş gibi 90 gün projeleriyle hastanelerde personel ve hasta tuvaletlerini birleştirme projesi hayata geçirildi. Sonra da vazgeçildi. Trajikomik durumlar çalışanlara yaşatıldı.
Siyasetin gölgesinde, makam koltuklarına sırtlarını dayayarak sendikacılık yapanlar ise Bakanla Pinpon oynamayı, bakan yardımcısının peşinde kukla gibi gezmeyi marifet saydı. Çalışanlara hizmet etme yerine fotoğraflarla gözdağı vermeyi iş sandı.” diye konuştu
İktidar ve bürokrasinin çalışanlara yaptığı türlü baskılarla giydirdiği yetki gömleği ile çalışana zulüm aracı yaptığını ifade eden Gök, “Doktorundan hemşiresine, ebesinden ATT’sine, sağlık memurundan hizmetlisine kadar herkes yandı, hak kaybı yaşadı.
Son yapılan toplu sözleşmede mücadele dururken, müzakere devam edecekken Memur-Sen hemen imzayı attı. 500 bin sağlık çalışanının toplu sözleşmeyi zararla kapatmasına neden oldu. Kamu çalışanlarının iki yılı heba edildi.
Performans ödemeleri son yıllarda adeta bir yalana döndü. Sağlık çalışanları 5-6 yıl önce aldıkları ücretleri mumla arar hale geldi. Bugün Üniversite hastanelerinde hekimlerin haricindeki sağlık çalışanlarına 3,5 TL gibi performans ücretlerinin verildiği utanılacak bir hal ortaya çıktı” dedi.
Gök, “14 Martta yılın doktorunu seçip 15 Martta tüm sağlık çalışanlarına sırtlarını dönenlere sağlık çalışanları hesap soracaktır.
Sağlık çalışanları bu iktidarın ve yandaş sendikalarının söylediği yalanlardan usandı ve bıktı. Tutulmayan sözlerden, hayata geçmeyen uygulamalardan, müjde ile başlayıp hüsrana dönen açıklamalardan sağlık çalışanları bunaldı.
Biz sağlık çalışanları olarak artık oyalama ve göz boyama ustalarına gereken dersi vermeliyiz. Hırsızlık ve arsızlığın alıp başını gittiği memlekette, ekmeği için onuru ile hizmet üreten sağlık çalışanlarına yapılanları kabul etmeyeceğiz. Yöneticiler iyi niyet dileklerini ve süslü sözcüklerini bir kenara bırakmalı ve biz sağlık çalışanı için ne yapabilirizin derdinde olmalıdırlar.
Sağlık çalışanlarının sorunlarının çözüldüğü, adil ve huzurlu bir çalışma ortamının tesis edildiği günleri görmek istiyor ve önümüzdeki dönemlerde çok zor gözükse de bizde bir gün inşallah 14 Mart’ı bir bayram gibi kutlarız diyoruz.” şeklinde konuştu.
14 Mart Tıp Bayramı’nı zehir edenlerden elbet bir gün hesap soracaklarını kaydeden Gök, “Polisimiz, askerimiz şehit olurken, 15 yaşındaki berkinler ölürken, Ayakkabı kutularına milyonları sığdıranlar, Adaletin terazisinin şaştığı, kimin savcı, kimin hâkim, kimin polis, kimin mahkûm, kimin masum, kimin suçlu olduğunun birbirine karıştığı bir düzene rağmen yine de çalışan hakkı diyeceğiz. Alanlarda ve her platformda mücadeleyi yılmadan yorulmadan ve hiç durmadan sürdüreceğiz.
Siyasetçi, bürokrat ve yandaş sendikanın kirli ittifakını elbette ki bozacağız. Çalışana zulüm yapanlardan, Bayramı zehir edenlerden hesap soracağız” dedi.
Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.