Son Güncelleme: 28 Mart 2014 16:10
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin Özdoğanlar Düğün Salonu’nda yapılması planlanan toplantıya katılım yoğun olunca Cumartesi Pazarı’nda açık hava mitingi yapıldı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi halkla bir araya gelmek üzere Çorum’a geldi. Çorum’da Özdoğanlar Düğün Salonunda yapılması planlanan toplantıya katılımın yoğun olmasıyla Cumartesi Pazarı’nda salona sığmayan binlerce kişilik kalabalıkla açık hava mitingi gerçekleştirildi.
CHP İl Başkanı Cengiz Atlas, 8 ay ağır ceza mahkemesinde irtikap suçu ile yargılanan bir belediye başkanını iktidar partisi bu onurlu, gururlu ve şerefli yurttaşlarımıza reva görüp tekrar aday gösterdi. Hangi siyasi görüşten olursa olsun bu onurlu yurttaşlarımızla alay etmektir, dalga geçmektir. Onları şiddetle ve nefretle buradan kınıyorum. 2 yıl önce il başkanınız olarak söz verdim sizlere, Çorum Belediye Başkanlığı’nı alacağız dedim. Bakın bugün biz ipi göğüsledik sizlere bunun müjdesini veriyorum.” dedi.
CHP Belediye Başkan Adayı Kenan Nuhut ise, her zaman dostluk ve kardeşlik kazansın dediklerini söyleyerek açıklamalarda bulundu. Nuhut, “Burada bizi dinlemeye gelen sizlerin arasında her türlü siyasi görüşe sahip insanlarımız var. Bu nedenle oluşturduğunuz birlik ve kardeşlikten dolayı sizlerle gurur duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin Seçim Koordinasyon Merkezlerinde her görüşten insan gelip, çayını içip fikir telakkisinde bulunabiliyor Çorum’da herkes dostluğu özlemiş. İnşallah 31 Mart’tan itibaren bu dostluğu biz getireceğiz. 31 Mart Sabahı herkes birbirine sarılacak. Zafer bizim olacak. Maratonumuz sabahın ilk ışıklarından gecenin yarılarına kadar devam etti. Her siyasi görüşten insanlarımız gittiğimiz her yerde belediye başkanı olarak sizi görmek istiyoruz, artık bir değişim zamanı gelmiştir diyor. Bakın ben 31’inden itibaren, bir beynin değil, bir siyasi görüşün değil, herkesin belediye başkanı olacağım. Ben hepinizi sandık başına giderken komşunuzun ziline basmaya davet ediyorum. Ben halter federasyonu başkanlığı yaptım, değil sandık, değil Çorum, dünyayı ayaya kaldırmış bir kardeşinizim. Ben şimdiden 31 Mart sabahının tüm Çorum’a ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.” Dedi.
CHP Çorum Milletvekili Av. Tufan Köse ise, adı başbakan olan birisinin halka çapulcu dediğini, adaletsiz düzene direnenlerin çapulcu olarak nitelendirildiğini ancak bu insanların çapulcu ismini boyunlarında şeref madalyası olarak taşıdığını söyledi. Birilerinin son günlerde kefen muhabbeti yaptığını belirten Köse, “Birileri kefenimizi de giydik geldik diyor. Biz insanları ölüme sürüklemeye değil yaşatmaya varız. Çorum’un zenginliği, şefkati bütün 237 bin yurttaşa yeter. Onların kıyafetleri kefen falan değil, kefeni giyen falan yok. Bakın onların kıyafetleri için özel kumaşlar Amerika’dan, Fransa’dan geliyor. Özel 700 bin dolarlık kol saatlerini saymıyoruz bile. Kefeni Sultan Alparslan 1071’de Çaldıran’a geldiğinde arkasında neyi var neyi yoksa bırakmış, bıraktıklarının tamamıyla da helalleşmişti. Herkesten helallik alarak savaşa gitmişti. İşte kefen böyle giyilir. Kefen takımla, kravatla birilerini ötekileştirerek giyilmez. Kefen birilerine çapulcu diyerek giyilmez. Bakın bu belediye başkanı göreve geldiğinde maaşı hacizliydi. Trilyonluk borçla belediyeye geldi, trilyonluk servetin sahibi ve betoncu muzaffer oldu. 30 Mart’ta seçime gidecek ve bunlara dur diyeceğiz. Kimse oyunu küçümsemesin. Oylar bir bir sayılıyor. Bir çivi bir nal kurtarır, bir nal bir atı kurtarır, bir at bir yiğidi kurtarır, bir yiğit devleti kurtarır. 30 Mart’ta bir yiğit Çorum’u kurtaracak. Yolu açık olsun yolumuz açık” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Mitingde toplanan halka seslenen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gurup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ise ilkokulu Osmancık’ta okuduğunu kendisinin Çorum ile büyük bir gönül bağı olduğunu kaydetti. “Meydanlarda bizi dinlemek üzere gelen vatandaşlarımız huzur ve barış istiyor. Kavga istemiyor. 12 yıllık iktidarın ardından meydanlardan korkan, bir araya gelen insanların yarattığı enerjiden korkan bu nedenle de meydanları halka yasaklamak isteyen bir iktidar var. Çünkü meydanlar daha önce hiçbir araya gelmemiş insanları bir araya getirir. Sağcıyı, solcuyu bir araya getirir. Başı açık, başı kapalı vatandaşımızı bir araya getirir. Modern arkadaşımızı, muhafazakâr arkadaşımızı bir araya getirir. Hangi sıfatlanıyor olursa olsun 2014 yılı Türkiye’sinde demokrasi için, Türkiye’nin barışı için büyüyen bir ekonomi için büyüyen ekonomiden adil bir şekilde pay almak için, adil gelir dağılımı için insanlarımız bir araya geliyor. İşte bundan korkan insanlar var. Bugün hükümet bu meydanlardan korkuyor, onun için meclis kapanmadan meydanlardaki kalabalıklara müdahale etmek için yetkiler aldılar ve kanunlar çıkardılar. 12 yıldır girdiği her seçimde oyunu arttıran ama demokrasiden ve insan hak ve özgürlüklerinden uzaklaşan, giderek insanlarına daha da sert davranan ve daha da şiddet uygulayan bir yönetim var. Türkiye’nin en önemli meselesi budur. Demokrasiden, haktan, hukuktan, özgürlükten uzaklaşan bir yönetim var. Mısır’da meydana gelen olaylarda silahlı kuvvetlerin yaptığı müdahalenin ardından gelen yönetimin Mısır vatandaşlarına uyguladığı şiddet nedeniyle bu olanları eleştirirken kendi güvenlik güçlerinin vatandaşlara uyguladığı şiddet nedeniyle polise onlar kahramanlık destanı yazdı diyen bir başbakan var Türkiye’de. Biz bu anlayışı doğru bulmuyoruz. Biz bütün insanlarımızı kardeşçe kucaklamak istiyoruz. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik bir insanlık idealidir. Bu üç önemli kavram bütün insanlarımızı bir arada eşit bir şekilde toplayabileceğimiz ve yaşatabileceğimiz kavramdır. Kim özgürlükten, eşitlikten ve kardeşlikten uzak olur ise, o ülkede kaos vardır. O ülkede problem vardır. O ülkede yönetimler yolsuzluğa bulaşırlar. 12 yıldır seçimlerde oyunu arttıran arttırdıkça da, seçim sonrası balkonlara çıkarak balkon konuşması yapan o konuşmalarında halkı kucaklama cümleleri kurarken o balkondan iner inmez vatandaşı birbirine düşüren bir anlayış var, bir kişi var, bir yönetim var. Türkiye buna layık değil. İşte şimdi bu yönetim 30 Mart akşamı yine balkon konuşması yapma hayali içinde. 30 Mart akşamı balkonlara çıkacak olan Recep Tayyip Erdoğan değil, balkonlara çıkacak vatandaşlarımız olacaktır. Bu zaferi vatandaşlarımız kutlayacaktır. Bunu Çorum’da ben görüyorum. Çorum’da çok başarılı bir belediye başkan adayımız var. İnşallah 30 Mart akşamı Çorum’un belediye başkanı olacaktır. 30 Mart akşamı sadece kendisine oy verenleri değil, bütün Çorumluları kucaklayacak belediye başkanı olacak aday işte burada. Çünkü bizim siyasetimizin merkezinde insan vardır. Biz insanımızın mücadelesini yürütüyoruz. Diğer taraftan bütün Türkiye’yi dolaşıyoruz. Seçimlerin ardından balkon konuşması yapan başbakan halkı kucaklamak yerine meğer tepeden bakıyormuş. Onun derdi başkaymış ve bunun da adı ayakkabı kutularıymış, para kasalarıymış. 4 bakan ile ilgili savcılık fezlekeleri meclise geldi. Meclis 1 Mart itibari ile kapandı. Kapandığı gün fezlekeler yoktu TBMM’de. Ortaya çıktı ki fezlekeler 28 Şubat tarihinden itibaren meclise gelmiş ve meclis başkanı bunu bizden saklamış. Fezlekeleri saklayarak, Cumhuriyet Halk Partisinin ve milletin gözünden kaçıracaklarını sanıyorlar. 19 Mart’ta CHP fezlekeler için TBMM’yi olağan üstü toplantıya çağırdı. Biz 134 Milletvekili tam kadro oradaydı. Fezlekeleri okumama derdine düştüler. AKP’li milletvekilleri meclis salonuna girmediler. Sandılar ki 184 vekil sayısını toplayamayıp fezlekeleri görüşmekten vazgeçeriz. Hesapları buydu. Ama 184 değil orada 200 kişi vardı ve mecbur olup içeri girdiler, kaçamadılar. Bu fezlekeleri görüşmekten bunun hesabını vermekten kaçamayacaklar hiçbir zaman. Fezlekeleri okutmadılar. Fezlekenin özeti denen bir metin okudular orada. Rüşvet almak, görevi kötüye kullanmak nüfus suiistimali, kaçakçılık ve sahte belge düzenlemekti. Akşam saatlerinde CHP 4 bakanla ilgili 4 soru önergesi verdi. AKP telaşa düştü. Onlar daha meclis soru önergesini yazarken bile, bakanlarını rüşvet alma suçundan aklamışlar. Onların derdi, başbakanın derdi başka. 17 Aralık 2013 tarihinden bu yana başbakanın derdi bu yolsuzlukları örtbas etmektir. 17 Aralık 2004 yılında Avrupa birliğine Türkiye girme yolunda diye havai fişekler attılar. O dönemki genel başkanımız Deniz Baykal bu tam üyelik değil, gel bunun mücadelesini birlikte verelim o anlaşmayı imzalama dedi. Ama bunlar imzaladı ve o gün havai fişeklerle kutlama yaptılar. Bu olaydan tam 9 yıl sonra, Türkiye’nin Avrupa birliği yolunda değil, yolsuzluk yolunda büyük bir mesafe aldığını gösterdi. Kursla kavga eden firavun, biz Musa’nın firavunla kavga ettiğini sanıyorduk. Meğer firavun kurstan korkuyormuş. Taksim Gezi olayları bildiğiniz gibi gerçekte bir çevrecilik hareketi olarak ortaya çıktı. Hükümetin baskı ve şiddet yanlısı politikaları nedeniyle özgürlük merkezli bir harekete dönüştü. Gezi olayları Türkiye’de gerçekten önemli bir olaydı. Biz insanımızın mücadelesini veriyoruz. Biz insanımızın hak ettiği güzelliğe, özgürlüğe kavuşması için mücadelemizi veriyoruz. Bu milletin mücadelesidir. Biz bu mücadelede milletimizin öncüsüyüz. Bu elbette bir yerel seçim. Yerel seçimlerde genel siyaset pek konuşulmaz. Nereye gidersek gidelim adaylarımızın karşısına başbakanın kendisi çıkıyor. Bu nedenle genel siyasete değinme ihtiyacı duydum. Benim gördüğüm Çorum’un ve ilçelerinin çok büyük hizmetlere ihtiyacı var. Çorum’un bu eksikliğini giderecek bir belediye başkan adayımız var. Biz Cumhuriyet Halk Partisinin değil Çorum’un ve Çorumlunun kazanmasını istiyoruz. Bu vatandaşımıza güler yüzlü belediyeciliği verme mücadelesidir. Partiler siyaset yapmanın, halka hizmet etmenin aracısıdır. Önemli olan hizmet yarışıdır. Eğer hizmetlerden memnunsanız bu günkü yönetimin yok eğer ben ihtiyacım olan hizmeti alamadım Çorum daha iyi hizmetlere layık diyorsanız işte Kenan Nuhut kardeşimiz burada. Onu sizlere, sizleri Allah’a emanet ediyorum” şeklinde açıklamalarda bulundu.